Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Esat Çıplak, “Önümüzdeki günlerde yapılacak frekans sıralama ihalesi ile ülkemizdeki TV sektörü belirsizliğe yelken açacaktır” dedi. Çıplak, ihalenin bu şartlarda yapılmasının telafisi olmayan sonuçlar doğuracağını da kaydetti. Esat Çıplak, frekans sıralama ihalesiyle ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada 6112 Sayılı RTÜK Yasası’na göre, yasanın yürürlüğe girdiği 3 Mart 2012 tarihinden itibaren iki yıl içinde, karasal sayısal sıralama ihalesinin yapılmasının yasal bir zorunluluk olduğunu hatırlatarak; “İhalenin usulünde ciddi yanlışlıklar söz konusudur. İhale ile ilgili tüm çekincelerin Üst Kurul’un müteaddit toplantılarında dile getirilmiş olmasına rağmen ihalenin mevcut hali ile yapılmasına engel olunamamıştır. Özellikle yerel ve bölgesel yayıncıları doğrudan ilgilendiren durumlar söz konusudur. Anten kuleleri ve karasal verici sistemlerini bu ihale ile sadece ulusal TV kuruluşlarının kurduğu bir şirket tarafından işletilecektir. Yerel ve bölgesel kuruluşlar, ihale kazanmaları halinde, ihale bedelinden sonra her ay veya yıllık olarak ulusal kuruluşlara bir bedel ödemek zorunda kalacaklardır” dedi.

Yerel ve bölgesel kuruluşların ihaleyi kazanmaları durumunda kendi kuracakları veya kendilerinin ortak olduğu bir şirket vasıtasıyla verici kurmalarının mümkün olmayacağını ifade eden Çıplak; “Yapılacak ihale ile yerel ve bölgesel kuruluşların yayıncı bağımsızlığı sona ermektedir. İhale birkaç ay içerinde yapılacak olup yerel ve bölgesel kuruluşların anten ve verici hizmetini kaç liraya alacağı belli değildir. Bu durum kabul edilemez bir durum olup, bu bedel ulusal TV kuruluşlarının her yıl yapacağı işletme giderine göre artacaktır. Bu kaçınılmaz durumdur. Yerel ve bölgesel TV’ler ihaleyi kazansa bile, altyapı işletmecisi şirketin standartlarında dev bir şirketin cari harcamalarını karşılayamayacaklarından yayın yapamayacaklardır İhaleyi kazanan yerel ve bölgesel TV’ler, ihaleyi kazansa bile karasal yayın verici ağı masraflarını Karşılamaları mümkün olmadığından yok olup gideceklerdir” ifadelerini kullandı.

Yapılacak ihalede bugün itibarıyla günlük reklam geliri 2 milyon TL olan kuruluşla, aynı ulusal lisans tipine sahip işletme ve alt yapı harcamaları aynı olan ve aylık reklam geliri 1 milyon TL olan kuruluşun, aynı şekilde değerlendirileceğine dikkat çeken Çıplak, “Bu kuruluşlar aynı şartlarda ihaleye giremezler. Kumandada bulunan tuşların ihalesi yapılacaktır. Yani ilk sırada ihale kazanan kuruluş TV kumandasının 1 nolu tuşuna ihale ile ayarlanacak olup değiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Bu durum seçme ve haber alma özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Dünyanın her yerinde karasal sayısal yayın, mobil alışla birlikte anılır. İhale bu şartlarda yapılır ise bu durumun telafisi mümkün değildir. Planlamada esas alınan MPEG4 ve DVB T2 teknolojileri, iki yıl önce hayaldi bu gün vazgeçilemez oldu. 10 yıl geçerli olacak sabit bir teknoloji, ülkedeki medya sektörünü tümüyle çıkmaza sürükleyecektir. Bu durum apaçık görülürken neden ihale yapılmaktadır? Bu yıl kabul edilen teknikle ihale yapılması halinde, bir analog TV kanalına 11 standart TV kanalı ile yayın yapılabilir iken, her iki yılda değişen yayın tekniği ile gelecek yıl 20 TV kanalının iletimi mümkün olabileceğinden, frekans bandının ihale edildiği gün demode olacak bir teknikle ihale edilmesi, kamuyu zarara uğratması kaçınılmaz olacaktır. Ayrıca ihaleyi kazanan kuruluşların, anten kuleleri ve vericiler için bu hizmet karşılığı ne kadar bedel ödeyeceği bilinmemektedir. Bu nedenle, karasal frekans ihalesinin yapılması hukuken dayanak bulmamaktadır. İhalenin yapılması belirsizliği bitirmeyecek, belirsizliğin başlangıcı olacaktır. Yayıncı kuruluşlar, RTÜK’e reklam geliri payları lisans bedeli frekans kira bedeli ve idari para cezaları olmak üzere birçok kalem bedel ödemektedirler. Yeni teknolojik gelişmelerin el verdiği ölçüde yeni talipliler için bir düzenleme ile radyo ve TV sektörü düzenlenebilir. Yani, yayın bandının elverdiği ölçüde, mevcut yayıncılara tahsis yapılarak, yeni taliplilerin de sektöre girmesine ihale ile imkân verilmelidir.

Bu durumda hem kamu geliri sağlanır, hem de 19 yıllık geçmişi olan sektör yeni bir maceraya girmemiş olur. Analog yayınlar 2015 yılına kadar devam edecektir. Bu arada sadece mobil alışa imkân veren yeni yayın tekniklerine göre yayın alanının yüzde 10-20’si hemen ihale edilebilir. El cihazlarına ve taşınabilen cihazlara uygun yayın ihalesi yapılarak yayıncılıkta ürün çeşitlendirme yapılarak reklam mecrası genişletilmelidir. 6112 Sayılı Yasa’da ihaleye girmek için bir yıllık tecrübe istenmiştir. Ancak bu şart sadece TV kuruluşlarını ilgilendirmesi gerekirken bir yıllık tecrübeye sahip radyo kuruluşları da ihaleye dâhil edilmişlerdir. Bu durum tecrübe bağlamında ehillik mantığına ters düşmektedir. Ancak iki yıldır yaşanan süreç ve gelinen sonuç itibarı ile yakın zamanda yapılacak ihale mevcut ulusal kanalları tedirgin etmekte, yerel kanalları yok etmekte mahir bir süreç olarak tarihe geçecektir” dedi.