TBMM FETÖ/PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunda konuşan Sakarya Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, "Bu örgüt 2 sene boyunca Mustafa Hoca diye birinden ders alıyorlar ancak ders aldıkları kişinin gerçek kimliğini bilmiyorlar. Bu karşımızdaki terör örgütünün ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu gözler önüne seriyor" ifadesini kullandı.

TBMM FETÖ/PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonuna bilgi veren Sakarya İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, Polis Akademisi sınavına giderken 4 kişinin sınavda ne çıkacağı yönünde tartıştıklarını gördüğünü belirterek, 82 Anayasası’nın maddelerinden bahsettiklerini, kendisinin de bunu duyduktan sonra gidip bahsedilen konulara ilişkin bir kitap aldığını ifade etti.
Pınarbaşı, sınavda 7 sorudan 4’nün konuşulan konular hakkında olduğunu ve bunun çok garibine gittiğini anlattı. Pınarbaşı, eğitime başladıklarında 95 kişilik özel eğitim sınıfında olduğunu, o dönem bu sınıfa Özal dönemi olduğu için “Özal Sınıf” denildiğini kaydetti. Eğitime başladığı dönemde öğrencilerin hafta sonları “Işık Evi” denen evlere götürüldüklerini öğrendiğini söyleyen Pınarbaşı, sınıf amiri İbrahim Azcan’ın kendisini bu konuları dile getirdiği için odasına çağırdığını ve kendisine vurarak bu bilgileri kimden aldığını söylemeye zorladığını kaydetti.

"İnsanlık tarihi boyunca Haşhaşiler, Hasan Sabbahlar deniliyor ama bu örgüt onlara rahmet okutur" diyen Pınarbaşı, şöyle devam etti:
"Askerin içindeki örgüt elemanlarının sınırı açtığını ve yasa dışı geçişlere izin verdiğini tespit ettik. Bu süreç içerisinde DEAŞ tarafın Suruç patlaması meydana geldi. Patlamadan 2 gün sonra Ceylanpınar’da 2 polisimizin şehit edilmesi hadisesi oldu. Bu sürece nasıl gelindi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Ceylanpınar Belediye Başkanı bombalı saldırı yapıldı. Bu olayı gerçekleştirenleri mahkemeye çıkardık ve tuhaf bir şekilde hepsi serbest kaldı. O zaman bu tuhaflığa anlam veriyorduk ama ifade edemiyorduk. Şehit cenazesinde ben bu örgütün PKK ile kol kola girdiğini açıkladım. Bunu açıklayınca her türlü iftiraya maruz kaldım. FETÖ ile PKK, Doğu ve Güneydoğu'da kol kola girdiler ve ihanet sarmalını genişlettiler. Bunun sonucunda da buralara geldik."  



TBMM FETÖ/PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunda dinlenen Sakarya İl Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı, Atatürk Havaalanı ve İstiklal Caddesi patlamalarındaki FETÖ bağlantısına dikkat çekti. 
Darbe Komisyonunda konuşan Pınarbaşı, darbeden bir hafta önce Şanlıurfa'da bir Suriyeli’nin evine operasyon yapıldığını belirterek, "Ebu Haydar isimli Suriyeli'nin evinde 2 tane canlı bomba yeleği, her şeyiyle tamam sadece düğmesine basıldığında patlayacak şekilde çok etkili, hatırımda kaldığı kadarıyla 2 tane Kalaşnikof, 2 tane susturuculu tabanca, 6 tane araçların altına konulan mıknatıslı bomba ele geçirildi. Şahısların sorgusunda herkesin şaşıracağı bir takım kurgulara ulaştık. Ebu Haydar denilen şahıs, Türk muhaberatına çalıştığını söyledi. Onların bildiğinden bahsetti. İlk başta yine inanamadık. Bazı kişilerin ismini vererek 'biz bunları onların bilgisi dahilinde götürüyoruz' dedi. 'İstenen yerlere aktarıyoruz' diye ifade verdi. Ebu Haydar muhaberattan bahsedince kim olduklarını, nerede buluştuklarını sorduk. Ebu Haydar, yanındaki şahıs ile Şanlıurfa Jandarma Alay Komutanlığı içinde 2 defa jandarma istihbarat birimleriyle görüştüğünü, 3 defa dışarıda görüştüklerini ifade etti. Fotoğraf teşhisi yaptırdık ve konuyu da Ankara ile paylaştık. Ebu Haydar’ı Emniyet Genel Müdürlüğünün bir aracı aldı Ankara’ya geldi, ifade verdi. Tekrar Urfa’ya getirildi. Biz tekrar şahsı sorguladık. Şahıs gerçekten muhaberatta çalıştığına inanmış" ifadesini kullandı.
Pınarbaşı şöyle devam etti:
"Astsubay İrfan Çetinkaya ve yanındaki uzman çavuşla da bu malzemelerin aktarımını yapacağımızı bize yardımcı olmalarını söyledik. ‘Tamam’ dediler bir ses çıkmadı. Daha sonra 5 kere daha bunlarla konuştuk, bu görüşmeler kayıtlarla desteklendi. Buradan bir sonuç çıkardık. İrfan Çetinkaya'dan da ByLock çıktı, yanındaki uzman çavuştan da ByLock çıktı. Jandarma istihbaratın içinde tamamen FETÖ'cülerin hakim olduğunu öğrendik. Bombanın araştırmasından ve tarihlerden biz şunları gördük; ilk bulmadan sonra Ebu Haydar’ın almadığı, bombayı başka birilerinin İstanbul’a sevk ettiklerini ve İstiklal Caddesi patlaması olduğunu tespit ettik. Diğer bombanın ise Atatürk Havalimanı'nda yaklaşık 44 kişi şehit olmuştu. Patlamada kullanılan bombalarla Ebu Haydar'da ele geçirilen bombaların aynı elden hazırlandığı, aynı olduğu, silahların dahi benzer olduğu ortaya çıktı. Bu görüşmenin de İstanbul’daki patlamadan kısa bir süre önce olduğu ortaya çıktı. Ebu Haydar ilk ifade verdiğinde bunu inanılacak bir durum olarak görmedik. Ancak işin tespiti noktasına geldiğimizde bu patlamalarda orada görevlilerin ihmali olduğunu gördük. Zaten kırmızı ByLock çıktı bunlarda." 
"Bu örgüt bir daha eylem yaparsa kimsenin beklemediği bir eylem yapar" diyen Pınarbaşı, "Ben bir darbe olacağını söylemedim ama yapılan konuşmalar arasında asker içerisinde bir yapılanma olduğu, sınırın tutulmadığını, jandarmanın bildiği bir bombayı ihbar etmemesi ve 44 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olması bir darbe değil mi?" ifadelerini kullandı.
Pınarbaşı, "15 Temmuz da emniyette yeterli değişiklik yapılmasaydı bu girişim başarılı olurdu" diye konuştu.