Toplumsal Hizmet Kulübü Sosyal Kültürel İşler Komisyonu Başkanı Emine Belin, Kulüp olarak sosyal sorumluluk, farkındalık, insani yardım, sosyal kültürel ve kişisel gelişime yönelik çalışmalar yaptıklarını  ifade etti.
Belin; “Bu çalışmalar kapsamında zaman zaman kulüp içi sunumlar hazırlayarak güncel konular üzerine arkadaşlarımızla konuşmalar yapıyoruz. Belirlemiş olduğumuz konuya tüm arkadaşlarımız hazırlanıyor ve içimizden birisi sunum yapıyor daha sonra ise bu konunun kritiğini yapıyoruz” dedi.
Suriye sunumunu gerçekleştiren Kulüp Başkanı Sude Kasımoğlu; “Suriye, tarihi ve stratejik konumu ile Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Hatta Araplar, Suriye’nin tarihi önemini belirtmek için  ‘Mısır’sız savaş, Suriye’siz de barış olmaz’ diyorlar. İslam tarihinin önemli şehirlerinden Şam’ın başkentlik ettiği Suriye, kendi içinde farklı dini ve etnik kesimleri barındıran bir ülke. Suriye de nüfusun çoğunluğunu %75 ile Sünniler temsil ediyor. Geri kalan %25’lik kısmı ise Nusayrilik, Hıristiyan ve Dürziler oluşturuyor. Hükümeti ellerinde bulunduran Esed ailesinin geldiği Nusayrilik ise ülkenin sadece %10’unu oluşturuyor. Tam 403 sene boyunca Osmanlı Devleti tarafından yönetilen Suriye 1921 yılında Fransızlar tarafından işgal edildi.  26 sene süren bağımsızlık mücadelesi sonucunda Suriye  1946 yılında bağımsızlığına kavuştu.  1963 yılında Baas’ın iktidarı el geçirdiği ülke, 1970den beri Esed ailesi tarafından yönetiliyor. Yönetimde kaldığı 30 yıl boyunca Suriye’yi demir yumrukla yöneten Baba Hafız Esed 2 Şubat 1981 yılında Hama’da işlediği katliamla tarihe geçti.   Bizler ise bugün bir darbeyle kendisine biçilen Baas gömleğini üzerinden yırtıp atmak için mücadele veren Suriye halkının Rabbimizin yardımıyla buna başaracağına inanıyoruz. Bunun için dualarımızı ve yardımlarımızı eksik etmemeliyiz.  Biz Müslümanlar bu durumda Hakk’ın, doğrunun, haklı olanın yanında olmalıyız. Lailahe illallah Muhammedur Rasulullah kelimesinin zafer kazanması için mücadele eden kardeşlerimizi terk etmek bize yakışır mı? Bu savaş hak ile batıl’ın, mazlumlarla zalimlerin, iyilerle kötülerin savaşı. Biz tarafımızı belli etmeliyiz. Çünkü; Cemil Meriç’in dediği gibi “Zulmün olduğu yerde tarafsızlık; Namussuzluktur.’ Bizler aynı ümmetin evlatlarıyız. Biz birbirimize sahip çıkmazsak yarın hakkın karşısında ne cevap veririz? Yüzümüz kızarmaz mı? Kardeşlerimizi bir an bile aklımızdan çıkarmamalıyız. Onların yaşadıklarını görmezden gelmek bize değil özgürlük nidaları atan batılı devletlere yakışır. Müslümanın, Müslüman kardeşlerinin sorunlarıyla ilgilenmesi üzerine görevdir. Sözlerimi Saffat Suresi 25.ayet ile bitirmek istiyorum. Size ne oldu ki birbirinize yardım etmiyorsunuz?” şeklinde konuştu.