Ra­ma­zan ayı­nın gel­me­si, gü­nü­müz­de ol­du­ğu gi­bi geç­miş­te de Müs­lü­man­la­rın ih­san ve iyi­lik­le­ri­nin de faz­la­laş­ma­sı­na se­bep olur, in­san­lar if­tar­la­ra da­vet edi­le­rek ye­mek ye­di­ri­lir­di. El­bet­te ki, ye­mek­le­rin en gü­ze­li Ra­ma­zan­’da if­ta­ra da­vet edi­len mi­sa­fir için ya­pı­lır, hür­me­tin en gü­ze­li if­ta­ra ge­len mi­sa­fi­re gös­te­ri­lir­di. 

Ra­ma­zan, Müs­lü­man top­lu­luk­la­rı­nın her bi­rin­de, bu­lun­duk­la­rı ik­li­me, coğ­ra­fî şart­la­ra gö­re, de­ği­şik örf ve âdet­­le­rin doğ­ma­sı­na se­bep ol­muş­tur. Ec­dâ­dı­mız bu ay­da, di­ğer ay­la­ra gö­re dînî emir­le­re da­ha faz­la bağ­lı­lık gös­te­rir­lerdi. Ra­ma­zan-ı şerîf ayın­da, çok ibâ­det et­mek, çok Ku­r’ân-ı ke­rîm oku­ma­k, ka­zâ na­ma­zı kıl­mak, sa­da­ka ve ze­kât ver­mek, çok iyi­lik ve ih­san­da bu­lun­ma­k, gü­nah iş­le­mek­ten ve in­san­la­rın kalp­le­ri­ni kır­mak­tan sa­kın­ma­yı baş­lı­ca va­zi­fe­le­ri bil­miş­ler­dir. Ay­rı­ca Ra­ma­za­n’a mah­sus yi­ye­cek­le­ri; gül­lâç, tar­ha­na, bö­rek­ler, tat­lı­lar, ka­vur­malar, tur­şu­lar, çe­şit­li ba­ha­rat, şe­ker­le­me ve re­çel­le­ri ha­zır­la­mak hal­kı­mı­zın zev­ki ol­muş­tur. Bu mü­bâ­rek ay­da Kur’ân-ı ke­rîm oku­rlar, va­az ve mu­kâ­be­le din­ler­ler­di. 

Ra­ma­zan soh­bet­le­ri, Ra­ma­zan’ın ay­rı bir gü­zel­li­ği idi. Halk, ge­ce­le­ri ibâ­det ve ziyâret­ler­le ge­çi­rir; ilim mec­lis­le­rin­de soh­bet­ler sa­hur vak­ti­ne ka­dar uza­nır­dı. Ço­cuk­lar için eğ­len­ce­ler dü­zen­le­nir, on­la­rın da Ra­ma­zan’ı has­ret­le bek­le­me­le­ri, tat­lı bir hâ­tı­ra ile an­ma­la­rı sağ­la­nır­dı. 

Ra­ma­zan ayı­nın on­be­şin­den iti­ba­ren halk bay­ram ha­zır­lı­ğı­na baş­lar, ev­ler­de te­miz­lik, ta­mi­rat, bo­ya ve ba­da­na fa­ali­yet­le­ri hız­la­nır­dı. Bay­ram­lık ye­ni el­bi­se­ler, bay­ram­lık şe­ker­le­me ve tat­lı te­da­ri­ki ya­pı­lır­dı. Bu alışveriş, pi­ya­sa­la­ra ve ev­le­re bü­yük can­lı­lık ve ne­şe ge­ti­rir­di. Zen­gin­ler ko­nak­la­rın­da çev­re­de­ki fa­kir­le­ri giy­di­rip ku­şan­dı­ra­rak se­vin­di­rir­ler, bay­ram harç­lık­la­rı­nı ver­me­yi de ih­mal et­mez­ler­di. Te­râ­vih­ler­de ve bay­ram gün­le­ri câ­mi­ler tık­lım tık­lım do­lar; ai­le bü­yük­le­ri, kom­şu ve ak­ra­ba­lar, tür­be­ler ve me­zar­lık­lar ziyâret edi­lir­di.