Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 15 Temmuz Milli İrade Derneği’nin 1. Olağan Kongresine katılmak üzere Sakarya’ya geldi. Orhangazi Kültür Merkezinde düzenlenen kongre saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti. 15 Temmuz darbe teşebbüsünü anlatan sinevizyon sonrası şehitler için Kuran-ı Kerim okundu.

"İki kurumun da kuruluşu aynı"
Sakarya 15 Temmuz Milli İrade Derneği Başkanı Ali İnci ve Sakarya Vali Yardımcısı Mehmet Fatih Çiçekli’nin ardından konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "İçerideki ve dışarıdaki hainlere karşı en değerli varlığı olan canını ortaya koyarak mücadele eden askerlerimiz var. Yani ordumuz. Bir de Diyanet İşleri Başkanlığımız var. İki kurumun da kuruluşu aynı gündür 3 Mart 1924. Bu itibarla başkanlığımız milletçe dayanışmayı ve bütünleşmeyi temel amaç edinmiştir. Her türlü siyasi, mezhebi ve ideolojik görüşlerin üstünde kalmak için azami gayret göstermektedir. Çünkü biz mezhebi ne olursa olsun, meşrebi ne olursa olsun bütün milletimizi kucaklayan bir kurumuz. Buna özellikle dikkat etmeye çalışıyoruz" dedi.


"Din bu milletin mayasıdır"
İslam dininin Türk milleti için bir maya olduğunu belirten Erbaş, "Din bu milletin mayasıdır. Kardeşliğimizin harcıdır. Milletimiz en zor zamanları inancı ve imanı ile aşmışlardır. Bu hakikat milli mücadeleden 15 Temmuz’a kadar her yönüyle ortadadır apaçık bir hakikattir. Diyanet İşleri Başkanlığı İslamın hakikatlerini her şeyin üzerinde tutmuştur. En zor zamanlarında Din İşleri Yüksek Kurulumuz İslama aykırı hiçbir fetva vermemiştir. Zira din bize Allah'ın ve resulünün emaneti, bizim dünya ve ahiretteki saadetimizin kaynağıdır. Biz yalnızca dine teslim oluruz dini teslim alanlardan olmayız. Böyle durumlarda da asla dini bilginin sağlıklı bir şekilde insanımıza ulaşması noktasında uzak kalmayız. Kuran ve sünnet merkezli dini bilgi ile yetişen Müslüman ideal bir toplumun oluşmasında ne kadar etkili olduğu tarihi bir gerçektir" diye konuştu.


"O ellere karşı biz mücadele ediyoruz"
Düşman ellerine karşı mücadele verdiklerini söyleyen Prof. Dr. Ali Erbaş, "İşte namahrem eller şimdi bizim camilerimize de, camilerimizin hutbelerine roket fırlatacak namahrem eller. O ellere karşı biz mücadele ediyoruz. İnsanımız, askerimiz mücadele ediyor. Mehmet Akif gibi derdi olan çocuklar, gençler yetiştirelim ki 15 Temmuzlar bir daha yaşanmasın. Kurtuluş Savaşı'nda nasıl sarıklı mücahitler camilerin kürsülerinde insanlarımızı cepheye yönlendirdiyse işte 15 Temmuz’da da ülke genelinde 90 bin camimizde salarımızla, imamlarımız insanlarımızı hain darbe girişimine ki ben ona işgal girişimi diyorum. Memleketimiz, parçalanıp bölünüp ve yutulacaktı. Dünya böyle bir ihaneti hiçbir yerde görmedi. Hangi millete bakarsanız bakın kendi içinden hainlerin camileri bombalayacak kadar, kendi insanının üzerine bombalar yağdırabilecek kadar böyle bir ihaneti hiçbir millet yaşamamıştır. Ben tarihçiyim araştırmalarımız bunu gösteriyor" ifadelerini kullandı.

"Bu hale nasıl getirdiler insanları"
Erbaş, "Doğru dini bilgiyi gençlerimize öğretmek zorundayız. Eğer bu noktada bizler vazifemizi yapmazsak işte bugün terör örgütü haline dönüştürülmüş dini bir takım oluşumlar olarak tanıtılan guruplarla karşı karşıya kalırız. Örnek verelim DEAŞ, Şebap ve FETÖ nasıl ortaya çıktı. Nerede nasıl bir din algısı ile insanları cami de namaz kılan insanları öldürebilecek veya öldürtebilecek bir ruha kavuşturabiliyorlar onları. Nasıl bir din algısıdır bu. Ya da FETÖ gibi. 15 Temmuz gecesi yaşadığımız olay. Bu hale nasıl getirdiler insanları. Bu konuda kimin ne kadar eksiği var. Biz de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hangi konularda eksik kalmışız onları gördük" şeklinde konuştu.