Sakarya’da 15 Temmuz gecesi FETÖ mensuplarınca gerçekleştirilmek istenen darbe teşebbüsünün ardından açılan darbe teşebbüsü davasının ilk duruşması gerçekleşti. Duruşmada sanık 1. Motorize Piyade Tugay Komutanı Albay Uğur Coşkun, verdiği ifadede o gece yaşananları anlattı. Coşkun, “Bana telefon geldi, şok olmuş bir vaziyette İstanbul istikametine dönüş yaptım. O gün tugayda nöbetçi rütbeliyi aradım. O da bana bütün birliğin toplandığını söyledi. Dönüş sırasında Ahmet Albayı aradım, Ahmet Albaya 'Birlik toplansın ciddi bir durum var' dedim. Ahmet ile telefonda görüştük, birlikleri toplayarak kışlaya getirmesini söyledim. Bu konuşmalarda Ahmet Albaya cevaben sıkıyönetim ilan edilmiş dediğim doğrudur. Aynı dakikalar içerisinde jandarma ile irtibat kurulmasını, yol ve kavşakları kontrol etmesini emrettim. Gece 22.00 sıralarında eve geldim. Ailemi bırakıp üniformamı giyip askeri birliklerin yanına geldim. İlk önce Ahmet Albayla konuştuk. Tam olarak hatırlamadığım biri bana Genelkurmaydan mesaj evrak dağıtım sistemi üzerinden gelen mesajın çıktısını getirdi. Gelen birlik personeline amacım gelen emri okumaktı. Mesajı ilk maddeden son maddeye kadar okudum. Emirde valilik ve hizmet binalarının güvenlik altına alınması, hiçbir evrakın içeriden çıkarılmaması talimatı geldi. Emniyet ve jandarma ile işbirliği yapılması, kusurlu davrananlar için idari işlem yapılacağı, sıkıyönetim komutanlığı tarafından yapılacağı açıklaması yazıyordu. Hiç kimseye direnen halka vuracaksınız talimatını vermedim. Personelime emri uygulamasına engel olan kim varsa ateş edin emrim olmadı” dedi.
“Vali ve emniyet müdürü gelirse kontrol altına alın emrini verdim”

Vali ve emniyet müdürü valilik kampüsü civarına gelirse kontrol altına alınması emrini verdiğini de söyleyen Albay Coşkun, “Ahmet Albay bana ne yapacağımızı sordu. Bende valilik kampüsünün emniyete alınmasını sağlayın dedim. İçeriden evrak çıkarılmasını ve dışarıdan içeriye kimsenin alınmamasını bildirdim. Daha sonra İl Jandarma Komutanlığından İlhan Yarbayı aradım. Sayımız az, takviye ihtiyacımız var dedim. Onlarda bizim sayımız az dedi. Birliklerim henüz valiliğe varmadan il emniyet müdürünü aradım, gelen emri ona ilettim. Ve yanlış anlaşılmaması için personele bilgi ver dedim. Emniyet müdürü, 'Ben sizden emir almam validen alırım' dedi. Bende sıkı yönetim direktiflerini yerine getiriyorum dedim. Amacım yanlışa mahal vermemekti. Ahmet Albayı, müdürü aradıktan sonra aradım müdür ile görüştüğümü söyledim. Vali ile emniyet müdürü kampüse gelirlerse kontrol altına alınması gerektiğini söyledim. Valilikte görevli olan Ahmet Albay kampüste toplanan vatandaşların valiliğe girmeye çalıştığını söyledi, bende telefonla içeriye kimsenin alınmaması gerektiğini söyledim. Takviye için gönderdiğim İsmail Yüzbaşının emrindeki askerler valiliğe ulaşamadılar. Bunlar olurken ben karargahta idim. Bir uzman çavuş yanıma gelerek Ege Ordu Komutanlığı Harekat Merkezinin bana ulaşmaya çalıştığını söyledi. Bende ona ben bu emri duymadım ve tanımıyorum dedim. Ben sadece rütbeliye sıkı yönetim komutanlığı devrede, ona bağlıyız dedim. Saat gece 01.00’den sonra kampüste toplanan halkın kendilerini linç etmek istediğini söyledi. Ben birliklerime telefon ile kışlaya dönmesi gerektiğini söyledim. Birliğimdeki askerler biz silahları teslim ettik, teslim oluyoruz dedi” ifadelerini kullandı./ İHA