Muharrem Ayı nedeniyle Budaklar Muhtarlığı tarafından hazırlanan aşureler mahalle muhtarı ve azalar tarafından tüm köy halkına servis edildi.

Cuma Namazı çıkışı cami avlusunda toplanan vatandaşlar; paylaşmanın, dayanışmanın, birlikteliğin ve sevginin ifadesi, bolluk ve bereketin simgesi aşureleri büyük bir keyifle tükettiler.

Budaklar Muhtarı Cemalettin Başkanat, geçmişten günümüze ulaşan gelenekleri gelecek kuşaklara aktarmak için her yıl düzenledikleri Aşure ikramı vesilesiyle tüm İslam aleminin ve milletimizin mübarek günlerini tebrik ederken, birlik ve beraberlik içinde tüm güzellikleri yaşatmaya devam edeceklerini ifade etti.

 Aşure hakkında..  

Hicri yılbaşı olarak kabul edilen Muharrem ayı İslam’da kutsal bir aydır. Bu ayda Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’daki acısı başta olmak üzere On iki İmamlar’ın acılarını anmak ve anlamak için Muharrem Mâtemi tutulur. Aşure günü de bu ayın içindedir.

Buğday, fasulye, nohut, kayısı, incir gibi bakliyat ve yemişlerin birlikte kaynatılması ile hazırlanan yiyeceğe “aşure”; bu yiyeceğin Hicri takvime göre Muharrem ayında pişirilmesi ve dağıtılması etrafında oluşan uygulamalara ise aşure geleneği adı verilir.

Aşure adı, İbranice onuncu anlamındaki “asor” kelimesinden gelmektedir. Aşure geleneğini uygulayan toplulukların bu güne yükledikleri anlama göre aşurenin içine konan malzeme, yapılış tarihi ve amacı değişiklik gösterir.

Aşure ayı olarak bilinen Muharrem’de gerçekleştiğine inanılan olaylara ilişkin birçok rivayet vardır. Bunlardan en yaygın olarak bilinenler; Nuh’un gemisinin karaya oturması, Hz. Adem’in tövbesinin bu günde kabul edilmesi, Hz. İbrahim’in ateşten kurtulmasıdır. Muharrem ayının 10. gününde aşure, yaygın olarak Hz. Muhammed’in torunu Hz. Hüseyin’in Kerbela’da şehit edilişini anmak için yapılmaktadır.

Aşure, bu geleneği uygulayan topluluklara göre çeşidi ve sayısı değişse de içine konan malzemenin çokluğu ile ün yapmış bir yiyecektir ve genel olarak kabuğu alınmış buğday ile birlikte, fasulye, nohut, kayısı, ceviz, üzüm, incir gibi bakliyat ve yemişlerin uzun süre kaynatılmasıyla pişirilir. Pişirilen aşurenin duası yapılır; şifalı olduğuna inanıldığı için önce hasta ve çocuklara yedirilir sonra yakın çevreden başlamak üzere birçok kişiye dağıtılır.

Anadolu’nun hemen her yerinde bilinen ve hala uygulanan aşure geleneği günümüzde köy derneklerinin düzenlediği çeşitli organizasyonlar yoluyla bir şenliğe de dönüştürülmüştür.