Hicrî Kamerî aylardan Şevval ayının birinci günü Ramazan Bayramı, Zilhicce ayının onuncu günü de Kurban Bayramıdır. Ramazan Bayramı, üç gün, Kurban Bayramı ise dört gündür. Müslümanlar bayram günlerine ayrı bir önem verirler. Zira bu günler, günahların affedildiği, birlik ve beraberlik duygularının pekiştirildiği, yoksulların sevindirildiği günler olması bakımından sevinç ve neşe kaynağıdır.
Bayram günleri; ana, baba, hoca, akraba, arkadaş ve komşu ziyaretleri yapılır. Salih olan akrabayı ziyaret lâzımdır. Salih arkadaşları ziyaret de çok sevaptır. Bayram öncesi, yiyecek, giyecek ve temizlik gibi hazırlıklar yapılır. Bayram günlerinde herkes, temiz giyinir. Çocuklara yeni elbiseler alınır. Fakir, öksüz ve yetimler sevindirilir. Bayram namazından sonra, kabirler ziyaret edilir; geçmişlerin, akraba ve din büyüklerinin ruhu için Kur’ânı kerîm okunur, duâ edilir, sadakalar verilir ve kurban kesilir. Daha sonra da, aile büyükleri, dost, akraba, arkadaş ve tanıdıklar ziyaret edilir. Çocuklar babalarının ve aile büyüklerinin; gençler de yaşlıların ellerini öperler.
Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” Medine’ye hicret edince, Medinelilerin câhiliye âdetlerinden kalma bayramları kutladıklarını görünce; “Allahü teâlâ size onlardan daha hayırlı iki bayram (Ramazan ve Kurban Bayramı) ihsan etti.” buyurarak Müslümanlara sevinç ve neşe günlerini bildirmiştir.
Ayrıca İslâm büyükleri, bir Müslümanın Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasaklarından sakınarak, günah işlemeden, haram lokma yemeden geçirdiği günleri de bayram kabul etmişlerdir. Hazreti Ali bir kalabalığı eğlence içinde görüp, böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğunda onlar; “Bugün bayramımızdır” dediler. Bunun üzerine Hazreti Ali de; “Günah işlemediğimiz günler de bizim bayramımızdır” buyurdu.
Yine Müslümanın ruhunu teslim (vefât) edeceği zaman rahmet meleklerini, Cennetteki nimetleri görüp, onları görmenin zevkiyle can verme vakti de, Müslümanın bayramı olduğu bildirilmiştir.