Sakarya Üniversitesi’nde, 10 Kasım Atatürk’ün ebediyete intikalinin 77’nci yıldönümü dolayısıyla anma töreni düzenlendi. İlk olarak Atatürk büstünün önünde düzenlenen programa üniversite yönetimi, akademik ve idari personeli katıldı. Saat 9.05’i gösterdiğinde sirenler çaldı. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Musa Eken’in büstün önüne çelenk bırakmasının ardından saygı duruşu yapıldı ve istiklal marşı okundu.

Törenin ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 77’nci yıldönümü dolayısıyla, SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde “Atatürk'ü Doğru Anlamak, Oratoryo: Atatürk'e Sesleniş” isimli bir etkinlik düzenlendi.

Etkinlikte Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fikrettin Yavuz, “Atatürk'ü Doğru Anlamak” isimli bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya tarihinde iz bırakmış ender liderlerden biri olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Fikrettin Yavuz, Atatürk’ün gerçekten ne kadar tanındığı ve yaşadığı dönemde dünyanın en büyük liderlerinden biri haline gelmesini sağlayan özelliklerinin neler olduğu konularında bilgiler verdi.

Atatürk iyi anlaşılmalı

Atatürk’ün hayatını aslında çöküş yaşayan bir imparatorluktan yeni bir devletin ortaya çıkış süreci olarak gören Yrd. Doç. Dr. Yavuz, “Bu süreçte bir asker, bir komutan, bir lider olan Mustafa Kemal’i duygusallıktan ayırarak, tüm yönleriyle bilimsel olarak araştırmak gereklidir. Onu doğru anlamak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini ve kuruluş felsefesini doğru anlamayı beraberinde getiriyor” dedi.

Atatürk’ün doğru anlaşılması için kişisel özelliklerinin iyi bilinmesi gerektiğine işaret eden Yavuz, “Mustafa Kemal, gençliğinden itibaren Jean Jack Rousseau, Montesquieu, Voltaire, Namık Kemal, Ziya Gökalp gibi birçok düşünürden etkilenmiştir. Bu düşünürlerin özgürlükçü, siyasi ve felsefi düşünceleri, Atatürk’ün daha sonraki fikirlerinin de temelini oluşturmuştur” diye konuştu.

Ülkü ve kültür birliğini savundu

Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtdışında daha çok iyi bir asker olarak bilindiğini ifade eden Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Atatürk, Çanakkale’de, Anafartalar’da ve Milli Mücadele’de askerlik özelliklerini göstermiştir. Kendisi hakkında olumsuz düşünceler yazmış Harold Armstrong gibi yazarlar da onun doğuştan asker olduğunu, şöhretini liderlik yeteneğiyle kazandığını söylemiştir. Onu seven ya da sevmeyen herkes, Mustafa Kemal’in askeri dehasını kabul etmiştir. Mustafa Kemal hem lider hem de bir aksiyon adamıdır. Liderlik konusuna kendisi de önem vermiştir. Atatürk barışçıdır. Hedeflerini gençliğinde belirlemiştir. Hiçbir zaman savaş taraftarı olmamıştır. Özellikle hedefler noktasında, daha sonra Misak-ı Milli denilecek olan fikirlerini, gençliğinde arkadaşlarıyla paylaşmıştır. Atatürk’ün fikirlerinin, özellikle milletin kan birliğinden daha çok ülkü ve kültür birliğini yansıttığını görüyoruz. Vatanı ve milleti her şeyin üstünde tutmuştur ve bunun için de ömrünü adamıştır.”

Konuşmanın ardından SAÜ Devlet Konservatuvarı’nın düzenlediği “Atatürk'e Sesleniş” isimli oratoryo gerçekleştirildi. Konservatuvar öğretim üyesi Prof. Dr. Nilgün Sazak’ın yönettiği oratoryoda Birinci Dünya Savaşı, Atatürk'ün önderliği ve kumandası altında Kurtuluş Savaşı, istilacı güçlerin ülkeden kovulması ve Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, izleyicilere müzik eşliğinde anlatıldı.