Mardin’in Derik ilçesinde makamında uğradığı bombalı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün babası Asım Safitürk, ağabeyi Haydar Safitürk ve aile avukatı Erhan Dursun yargılama süreci hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Asım Safitürk yaptığı değerlendirmede "Adalet tahakkuk etmemiştir" dedi.

Baba Asım Safitürk, “Oğlumuzun görevi başında şehit olduğunu duyunca adeta gök kubbe başımıza indi. Devlet bizim yanımızdadır dedik. İlk raporu tutan avukat bize demişti ki; siz hiç hukuk yoluna başvurmayın, bu iş devlet ile teröristler arasındadır. Diğer olaylar gibi vatandaşla terörist arasında değil dedi. Biz de çok fazla güvendik. Ama 4 ay sonra bir yazı geldi Mardin Başsavcılığından; müşteki Asım Safitürk ve müşteki şehit kaymakamın annesi yazıyor yazıda ve diyor ki, makam şoförü delil yetersizliğinden serbest bırakılmıştır. Şaşırdım ve o zaman acaba bir şey mi var diye düşündüm. Tabi sonucun hep iyi olmasını düşündük. Devamlı hukukun yerini bulacağına inandık. Ama yerel mahkeme acil bir karar verdi ve sonuç inandırıcı olmadı. Meydanlarda şu konuşmalar var; hiçbir şehidimizin kanı yerde kalmayacak, bu ifade, söz yerini bulmamıştır. Adalet tahakkuk etmemiştir. Benim çocuğum bir mülki amir ve bir ilçenin Kaymakamı ki teröristlere karşı göğsünü siper ederek büyük bir mücadele verdi. Kocaman daire ve makamı yıkıp parçalayan bomba oraya nasıl yerleştirildi? Devlet bunu bulamaz mı, bilmiyor mu? İstihbaratı yok mu? Polis neredeydi” dedi.

“Deliller karartılmıştır”

Muhammed Fatih Safitürk’ün ağabeyi Haydar Safitürk ise yaptığı açıklamada, “Biz devletimiz ve hukuk sistemimize o kadar fazla güveniyorduk ki; şehidimizin yoğun bakımda yanına gittiğimizde kapısında koruma memuru Mehmet’e ne oldu senin koruduğun adam ölüyor, sende bir şey yok dedim. O da bana her şeyi anlatacağını söyledi ve bu olayı bizim emniyet amiri yaptı dedi. Cenazemiz oldu, Mehmet cenazeye geldiği zaman tekrar aynı şeyleri zikretti. Mahkeme sonucunda verilmiş olan karara gelince; bahsedilen müebbet kararı verilen şahıs, kaymakam tarafından tescilli PKK’lı olduğu bilinen, 2 kardeşinin de dağda öldürüldüğü bilinen biri. Dağda vurulmuş bir kardeşinin cenaze töreninde PKK olaylarının ayyuka çıktığı bir dönem vardı. Bu dönemde kaymakam, onu kaymakamlık binasına sokmuyordu. Kumandayla patlatılan bir bomba ve sonucu bir kişiye verilen ceza. Biz bu olayın faillerini bulduk, mahkemeye götürdük, mahkeme bizimle savaştı. Mahkeme her haliyle kendini yalanladı. Beni dinlemeyen, bana ifade verme hakkı tanımayan savcı, hazırlamış olduğu bütün saçma sapan ifadeleriyle, delilleri tamamen karartmıştır. Makamında şehit olan bir kaymakamın dosyasına sahip çıkmamakla birinci derece vatan hainliği yapmıştır. Bildiğinden başka hiç kimseyi dinlememiş, kafasına göre bir senaryo kurmuştur. İstinaf Mahkemesine durumun böyle olduğunu anlatmamıza rağmen verilen cevap bizi huzursuz etmiştir. Bizim mahkemeye bahsetmiş olduğumuz soyut, net 11 delilin hiçbiri kabul edilmedi. Dolayısıyla mahkemenin orada ki gidişatından memnun olmadığımız gibi İstinaf Mahkemesinin bizi dikkate almasını istediğimiz için bunları paylaşmak istedik. Yeniden yargılama istiyoruz, yargılama doğru yapılmamıştır. Deliller karartılmıştır” diye konuştu.

“Ailenin devletine karşı hiçbir küskünlüğü yok”

Avukat Erhan Dursun da, “Asım amca ve ailenin beyanları da şunu ifade ediyor; biz çocuğumuzu makamı başında şehit verdik. Devletini temsil ederken, orada devletin bayrağını temsil ederken şehit oldu. Makam masasının altına koyulan bir bomba ile. Ailemiz diyor ki; biz çocuğumuzu böyle şehit vermişken, bir de yargı mücadelesi ile mi uğraşalım? Biz niye bu yargı mücadelesini veriyoruz? Bu konuda da haklılar, çocuklarını yetiştirip büyütmüşler ve devleti için feda etmişler. Asım amcam o günlerde bana devletin bu konunun mücadelesini vereceğini söyleyerek, size gerek yok demişti. Ancak yerel mahkeme bittiğinde kendileri bizi davet ettiler ve dediler ki; artık biz bu mücadeleyi vermek zorundayız, yapabileceğimiz bir şey kalmadı. Hal böyle olunca artık kendilerinin tek beyanı, adalet istiyoruz diyorlar. Dua ediyorlar, devlete de dua ediyorlar. Küskünlük söz konusu değil. Ailenin devletine karşı hiçbir küskünlüğü yok. Şahısların tutum, davranış ve adaleti uygulayış açısından değerlendiriyorlar sadece” şeklinde konuştu.