Dünyadaki sayılı içme suyu kaynaklarından biri olan Sapanca Gölü’ne sahip olmakla sürekli övünüyoruz.

Ama onu hoyratça kirletmekten, kendini yenilemesini sağlayan derelerin önünü kesmekten, yapılaşmadan hatta ve hatta doldurmaktan asla vazgeçmiyoruz.

Yaz aylarında gölün suyu biraz çekilse, hepimiz “Eyvah” diyoruz. “Ya göl kurursa, ya içme suyu kaynağımız elimizden giderse” deyip hayıflanıp duruyoruz.

Ama biraz kar, yağmur yağdı mı, gölün su seviyesi yükselmeye başladı mı, yine eski acımasız tavırlarımızı devam ettiriyoruz.

Gölü korumakla görevli tüm yetkili kurumlar ise ağız birliği içinde tek bir şey söylüyor; “Sapanca Gölü emin ellerde. Kirletilmesine, izinsiz kullanılmasına asla ama asla izin vermeyiz!!”

Gerçekten mi? İnsanın hiç inanası gelmiyor.

Nedeni de ortada.

İnandırıcı olmamanızın tek nedeni, uygulamalarınız.

Söylediklerinizle yaptıklarınız hep birbiriyle çelişiyor da ondan size inanamıyoruz.

İçilebilir olmasının yanı sıra doğa harikası olan Sapanca Gölü ve çevresi, onu en fazla koruyup kollaması gereken Sapanca Belediyesi’nin hışmına uğruyor.

Göl biraz çekildiğinde ortaya çıkan kaçak su borularını görmeyen, duymayan kalmadı. Her derenin başına kurulan su fabrikalarının sayısı o kadar çok ki. Bir restoranın atık su borusunu göle kadar uzatmasını da unutmayalım.

Yine göl kenarına bazı işletmelerin kaçak yapılar inşa etmesi görmezden gelinip göz yumuluyor.

Son olarak, maalesef yine Sapanca Belediyesi tarafından yürüyüş yolu yapılması için gölün doldurulması ise “Yok artık” dedirtti.

İşin tuhafı Sapanca Gölü’ne sahip çıkması gerekenler dururken Sakarya Barosu bu duyarsızlığa dur demek için harekete geçti.

Baro Başkanı Zafer Kazan, bizzat gidip inceleme yaptı ve gölün Sapanca Belediyesi’ne ait kamyonlarla getirilen molozlarla doldurulduğunu yerinde tespit etti.

Ve tabi ki de suç duyurusunda bulundu.

Yapılması gereken de buydu zaten. Birilerinin bu işgüzarlığa dur demesi gerekiyordu. Bundan sonra ki gelişmeleri bekleyip göreceğiz.

Ancak buradan Sapanca ve tüm Sakarya halkına da iki çift söz söylemeden olmaz.

Ey millet, bir ağaç kesildi diye söylemediğinizi bırakmazken, koskoca içme suyu kaynağımız elden gidiyor, hiç mi umurunuzda değil?

Sesinizi ne zaman yükseltip, tepkinizi ortaya koyacaksınız?

Göl kuruyunca mı?