Geçtiğimiz Çarşamba günü Geyve’de meydana gelen 4,5 şiddetindeki deprem hepimizin uykularını kaçırdı.Her ne kadar meydana gelen deprem orta şiddette olsa da Adapazarı’nda da hissedildi. Üstelik İstanbul dahil bir çok yerde sallandı.Depremin etkisiyle de i

Geçtiğimiz Çarşamba günü Geyve’de meydana gelen 4,5 şiddetindeki deprem hepimizin uykularını kaçırdı.

Her ne kadar meydana gelen deprem orta şiddette olsa da Adapazarı’nda da hissedildi. Üstelik İstanbul dahil bir çok yerde sallandı.

Depremin etkisiyle de ister istemez kısa süreli bir panik yaşandı. Her hangi bir can ve mal kaybı olmasa da onun korkusu hepimize yetti.

Uzmanların uyarıları üzerine de ertesi gün aynı bölgeye yakın yerlerde 3,8 ile başlayan peş peşe 5 artçı sarsıntı daha oldu.

Neyse ki bu artçı sarsıntılarda her hangi bir can ve mal kaybına sebep olmadı. Ama deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleşmiş olduk.

Tabi depremin ardından yine çok katlı ve hasarlı binalar konusu gündeme geldi. Hasarlı bu binalar yine gündem maddesi oldu.

Keşke çok katlı ve hasarlı binaları tekrar hatırlamak için depremlerin olmasını beklemesek. Biran önce bu konuyu Sakarya’nın gündeminden çıkartabilsek!

Doğrusunu isterseniz çok katlı ve hasarlı binalar Sakarya’nın bir yüz karasıdır. Nedendir bilinmez bir türlü bu konu halledilemedi.

Çok değil daha geçtiğimiz yılarda meydana gelen “Van depreminin” ardından yetkililer şehirde bir tane hasarlı bina bırakmadı.

Depremin izleri Van’da kısa sürede silinip yepyeni bir şehir ortaya çıktı. Ama iş Sakarya’ya gelince maalesef bu konu bir türlü halledilemedi.

Kim ne derse desin bu işin sorumlusu belediyelerdir. Sorsanız kendilerine göre mutlaka haklı bir nedenleri vardır.

Bugüne kadar yasal engellerden bahsetmekten tutun da bina sahiplerinin tutumuna kadar birçok mazeret duyduk.

Ama artık iş mazeret olmaktan çıktı. Bu saatten sonra belediyeler mazereti bir tarafa bırakıp çok katlı ve hasarlı binalarla ilgili gerekeni yapmalıdır.

Görüyorsunuz, depremin ne zaman ve hangi büyüklükte tekrar karşımıza çıkacağı belli olmuyor.

Günün birinde eninde sonunda tekrar karşımıza çıkacak. Dolayısıyla bu çok katlıları ve hasarlı binaları ortadan kaldırmak işini depreme bırakmamalıyız.

Allah korusun meydana gelebilecek büyük ölçekli bir depremle bu binaların yıkılacağını hepimiz biliyoruz.

İşte o zaman bu binalarda yaşayan insanların burunları bile kanasa bu sorumluluk belediyelerde olacak.

Gelin artık şu çok katlı ve hasarlı binaları gündemimizden çıkartın. Ne yapılacaksa biran önce yapın.

Sakarya yeterince acı çekti. Bir daha bu acıları biz veya çocuklarımıza tekrar yaşatmak istemiyorsak belediyeler sorumluluklarını bilip gerekeni yapmalıdır.