Gazeteci Ümit Zileli’nin “Gazeteci ve Ahlak” başlıklı bir yazısını okumuştum. Giriş kısmı son derece hoşuma gitmişti.Ümit Zileli’nin o yazısı şöyle başlıyordu;“Gazeteci ve AhlakAhlak erdemdir...“Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü, ahlak kavramını “Bir t

Gazeteci Ümit Zileli’nin “Gazeteci ve Ahlak” başlıklı bir yazısını okumuştum. Giriş kısmı son derece hoşuma gitmişti.

Ümit Zileli’nin o yazısı şöyle başlıyordu;

“Gazeteci ve Ahlak

Ahlak erdemdir...

“Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü, ahlak kavramını “Bir toplumda kişilerin uymak zorunda olduğu davranış biçimleri ve kurallar” olarak nitelendirse de, pratikte akıl almaz sayıda insanın bu zorunluluğa hiç mi hiç kulak asmadığı, herkesin bildiği, gördüğü, yaşadığı basit bir gerçektir...

Ahlakın azı, çoğu, şekli, şemali de olmaz. Az ahlaklı insan olamayacağı gibi, “ahlakına pek düşkün ancak biraz hırsız” insan da olamaz…

Mesleğine göre ahlak ise hiç olmaz. Eczacılar çok ahlaklıdır ama siyasetçiler çok ahlaksızdır şeklinde bir cümle kuramazsınız; ahlaksız, mesleği ne olursa olsun ahlaksızdır. Ancak bazı meslekler vardır ki, ahlakın vazgeçilmez ilk koşul olarak bulundurulmasını gerektirir. Gazetecilik, bu tür mesleklerin ilk sırasındadır. Bir toplumun erdemli, demokratik, soylu olmasında da, erdemsiz, geri, soysuzlaşmış olmasında da gazetecinin, medyanın büyük ölçüde payı ve sorumluluğu vardır.”

Zileli, yazısının devamında ahlaklı gazeteci mevzuunu başka bir olaya bağlıyordu. Bense geçtiğimiz gün katıldığım bir toplantıda şahit olduğum başka bir konuya değineceğim.

Sakarya basınının gücü gerçekten küçümsenemeyecek durumda. Birçok kişi de, ister basın camiasından olsun, ister vatandaş olsun bu gücün farkında.

Ancak, geçtiğimiz gün katıldığım bir toplantıda gördüm ki, bazı meslektaşlarımızın, bu güçten dolayı egoları fazlaca şişmiş. Kendilerini Kaf dağında görüyorlar.

Ahlak, görgü kuralları, saygı ise hak getire.

Bu toplantının nerede, ne zaman ve kim tarafından yapıldığının bir önemi yok. Benim için önemli olan, bu egosu fazlaca şişmiş kişinin, her şeyin hakimi benim edasına kendini kaptırıp, karşısındaki kişinin bayan olmasının bile umurunda olmaması.

Bir basın mensubu olarak son derece utandığım ve kendimi rahatsız hissettiğim bu olay sonrasında anladım ki, ahlak ne büyük bir erdem.

Nerenin, hangi basın kuruluşunun ya da hangi cemiyetin başkanı olursanız olun, bir gazeteci olarak eğer ahlak ve görgü kurallarından bihaberseniz, kimsenin sizi örnek almasını, size değer vermesini beklemeyin.

Belki tatsızlık çıkmasın diye suyunuza giderler ama artık o kişinin gözünde değeriniz ne kadardır Allah bilir.

Ümit Zileli’nin de dediği gibi, “Bazı meslekler vardır ki, ahlakın vazgeçilmez ilk koşul olarak bulundurulmasını gerektirir. Gazetecilik, bu tür mesleklerin ilk sırasındadır.”