Uzun Kurban Bayramı tatili ile birlikte terör örgütü “FETÖ’ye” yönelik operasyonlar da adeta hız kesti.
Gerçi her ne kadar “FETÖ” operasyonları ile ilgili bir sessizlik var gibi görülse de soruşturmalar içten içe devam ediyor.
Nitekim bize gelen bilgilere göre önümüzde ki günlerde “FETÖ” operasyonları tekrar hız kazanacak gibi…
Bu arada “FETÖ” operasyonları ile ilgili olarak siyasette de ciddi bir hareketlenme olduğunu söyleyebiliriz.
AK Parti içinde özellikle belediyeler ile ilgili birilerinin ciddi manada belge ve bilgileri paylaştığı konuşuluyor.
Bu bilgi ve belgelerin ne derece doğru olduğunu bilmiyoruz ama birilerinin de iyiden iyiye huzursuz olduğu ortada…
Zaman zaman bu yönde bizim de kulağımıza bazı isimler hakkında ciddi “iddialar” gelmiyor değil.
Kulağımıza gelen bu “iddialar” arasında en çok da bazı belediyelerin “Bank Asya” ile ilgili hesapları yer alıyor.
Buna göre “17-25 Aralık” operasyonları sonrasında bazı belediyelerin “Bank Asya” ile bağını koparmadan çalışmaya devam ettikleri “iddia” ediliyor…
Hatta özellikle bir belediye başkanının “himmet parası” adı altında “Bank Asya’ya” ciddi manada para yatırdığı bile “iddia” ediliyor.
Dahası “himmet parası” adı altında “Bank Asya’ya” yatırılan para “dekontunun” bile birilerinin elinde olduğu söyleniyor.
Şayet böyle bir belge varsa ve gerekli yerlere de ulaştırılmışsa bu durum bazıları için baş ağrıtmanın ötesine geçecek demektir…
Öte yandan yine siyaseten birtakım isimlerin “sosyal medya” üzerinden “sahte hesaplar” açarak AK Partili bazı isimleri hedef aldığı da biliniyor.
Açılan bu “sosyal medya hesapları” üzerinden belli başlı bazı isimler hakkında bir takım “iddialar” gündeme getiriliyor.
Adeta bu “sosyal medya hesapları” üzerinden ortaya atılan “iddialarla” karşılıklı olarak bir “hesaplaşma” yaşanıyor…
Anlayacağınız AK Parti içindeki bazı isimler ve de özellikle de belediyeler ile ilgili ortaya atılan karşılıklı “iddialar” nedeniyle ortalık toz duman.
Her ne kadar Kurban Bayramı tatili nedeniyle bir “sessizlik” yaşansa da bunu “FETÖ operasyonları hız kesti” şeklinde yorumlamak pek doğru olmaz.
Buna olsa olsa “fırtına öncesi sessizlik” denir. Zira bu “sessizlik” önümüzdeki günlerde yerini “fırtınaya” hatta “kasırgaya” bırakırsa hiç şaşırmayın…