Pazar günü yağan şiddetli yağmur Kaynarca’yı vurdu.

Bir iki saat süren yağış nedeniyle Kaynarca girişindeki “Seyran Dersi” taştı.

Taşma ile birlikte sel suları ilçe merkezini fena vurdu.

Ev ve işyerleri resmen sular altında kaldı.

Özellikle de Kaynarca girişindeki sanayide ciddi maddi hasar meydana geldi.

Toplam 104 işyeri, 38 konut, 5 kamu binası ve 56 araç hasar gördü.

Tek teselli ise can kaybının yaşanmaması oldu…!

***

Malum Kaynarca girişinde dere var.

Adı da Seyran Deresi!

Baktığınız zaman dere desek dere değil.

Çay desek çay da değil.

Yaz kış orada ip gibi akan bir su var.

Ancak ne hikmetse bu ip gibi akan su, şiddetli bir yağmurda resmen “nehir” gibi azgınlaşır.

Yağmurun şiddeti biraz fazla olunca da Kaynarca’yı sular altında bırakır.

Önüne geleni yıkar geçer.

Sonra da pazar günü olduğu gibi yetkililer;

“Afet karşısında yapacağımız bir şey yok! Yeter ki canlara bir şey olmasın. Meydana gelen zararı telafi ederiz” diye vatandaşın ağzına bir parmak “bal” çalar…!

***

Elbette “afet” karşısında insanoğlunun yapacağı hiçbir şey yok.

Deprem, sel, kasırga gibi “tabi afetler” karşısında ne kadar aciz olduğumuzu ancak başımıza geldiğinde anlıyoruz.

Ancak bu “tabi afetler” karşısında “tedbir” almamamız anlamına da gelmiyor.

Sen gerekli “tedbirleri” alırsın.

Buna rağmen başına gelen bir şey olursa da “tevekkül” edersin.

Yani öncelikle “tedbirini” alırsın…!

***

İşte Kaynarca’da daha önceleri ve en son pazar günü yaşanan sel olayı gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle ne ilk olacak ne de son!

O ip gibi akan su yatağı her şiddetli yağmurda azgın bir “nehre” dönüşecek.

Bunun sonucunda da Kaynarca’yı yine sel götürecek.

Ev ve işyerleri sular altında kalacak.

Maddi hasarlar her sel sonrası daha da artacak.

Kim bilir belki de bir gün “can kaybı” yaşanacak!

Sonuçta çileyi ve acıyı çeken Kaynarcalı olacak…!

***

Lafı daha fazla uzatmanın anlamı yok!

Evet, bu bir “afettir” ama faturanın ağır olmasının sebebi de “SASKİ’den” başkası değildir.

Nitekim adına “Seyran Deresi” dedikleri bana göre ip gibi akan o su yıllardır oradadır.

Muntazaman her sene bu mevsimlerde de yağan yağmurla taşar ve Kaynarca’yı sular altında bırakır.

Bu bilindiği halde “SASKİ’nin” ilçe girişindeki o dereyi şimdiye kadar “ıslah” edememesi çok manidardır.

Dahası “SASKİ” adına büyük bir ayıptır.

Bu da “SASKİ’nin” özellikle “mühendislik” açısından içinin ne kadar boş olduğunu göstermektedir…!

***

Öyle ya!

Elalem koca koca “nehirleri” öyle “ıslah” edip “tedbir” alıyor ki, “40 şiddetli yağışın” belki birinde “taşkın” oluyor.

O da bir iki işyeri zarar görüyor o kadar!

Peki ya biz?

Bırakın “nehri” küçücük bir “derede” boğuluyoruz.

Elalem bırakın “nehirleri” denizi “ıslah” edip deniz seviyesinden bilmem kaç metre altına şehir kuruyor da “taşkın” yüzü görmüyor!

Biz ise neredeyse yağmur suyu birikintisinde boğuluyoruz…!

***

Kalın harflerle yazıp altını çiziyorum!

Yağan ilk sağanak yağışla birlikte “Seyran Deresi” yine taşacak ve Kaynarca’yı sel götürecek.

“SASKİ de” yaşanan her sel felaketinin ardından olduğu gibi olan bitene “öyle bakacak.”

Pazar günü örneğinde olduğu gibi yetkilisi, etkilisi hatta etkisiz elemanı Kaynarca’ya gidip incelemelerde bulunacak.

Sonra da çok büyük iş yapmışlar gibi kimi “sosyal medyada” kimi de “basına” açıklamada bulunacak!

Bir “dereyi” bile “ıslah” edemeyen “SASKİ’ye” duyurulur…!