Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, dünya vizyonuna sahip dinamik, üreten ve çağdaş nesiller yetiştirmek için söz verdiklerini belirterek “Akademik ve idari personellerimizin her birinin anlayış ve özverili çalışmaları bugün üniversitemizi daha yaşanabilir, öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap verebilen ve bölgeye yakışır bir yerleşke haline getirdik” diye konuştu.

Yarılgaç, Cumhuriyet Yerleşkesinde inşaatı devam eden Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi,  Ziraat Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesinin yanı sıra diğer Fakülte ve MYO’ların devam eden inşaat, alt yapı ve peyzaj çalışmalarıyla öğrencilerin  daha ferah bir ortamda eğitim almalarının sağlanmış olacağını söyledi. Ayrıca Güzel Sanatlar Fakülte binası, İlahiyat Fakültesi binası, Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu binası, Sağlık Bakanlığı ODÜ 600 yataklı Eğitim ve Araştırma Hastanesi binası, Okul Öncesi Eğitim Merkezi, Merkezi Kütüphane projelerinin 2015 hedefleri arasında yer aldığını anlatan Yarılgaç, şöyle konuştu: “Esas görev alanı olan bilimin merkezi olma yolunda kararlı adımlarla ilerleyen üniversitemiz; tamamı sonuçlanan üç AB Projesi; altısı sonuçlanmış, beşi hâlâ yürürlükte olan toplam 11 TÜBİTAK projesi ve bir de SANTEZ projesi bulunmaktadır. Yürürlükte olan ve sonuçlanan proje ve programların bütçeleri ise toplam  10 milyon TL civarındadır.  Üniversitenin toplumsal etkinliği ve saygınlığına katkıda bulunmak adına sürekli gelişimi ve yeniliği destekleyen çalışmalarımızla, insanlığa faydalı nitelikli bilgiyi üretme gayretiyle genç araştırmacılar için çekim merkezi olma noktasında önemli gelişmeler kat etmiştir.”

Bir ülkenin güçlü olmasının o ülkenin nitelikli yetişmiş insan gücüyle orantılı olduğunu anlatan Yarılgaç, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Öğrenme çok erken yaşlarda başlayan bir süreç olsa da kişinin ailesine, ülkesine ve insanlığa yapacağı katkılar, kariyerinde izleyeceği yol üniversite eğitimi ile şekillenmektedir. Bu doğrultuda kendinden emin, öğrenmeye ve kendisini geliştirmeye açık, araştıran, sorgulayan, ideallerini gerçekleştirme hedefiyle dünyadaki gelişmeleri yakından takip edebilen, girişimci ve özgün düşünceye sahip gençlerimizin yetişmesi arzusundayız.”

Özel sermayenin katkısının çok önemli olduğunu belirten Yarılgaç, sözlerine şöyle devam etti: “Eğer özel sektör Ar-Ge çalışmalarına üniversiteleri dâhil edip proje üretme ve yeni patentler bulma konusunda teşvik edici olursa üniversiteler kendilerini çok daha hızlı geliştirebilir. Bütçe kullanımlarında ve üniversiteleri geliştirmede farklı model üzerinde çalışmak gerekiyor. Herşeye rağmen devletimiz bilime katkı amaçlı özellikle yeni kurulan üniversitelere ciddi bütçe aktarmaktadır. Önemli olan üniversitelerimizin bu bütçeleri yerinde, planlı ve nesillere aktarılması hassasiyetiyle kullanmasıdır. Örneğin büyük bütçelere sahip yerli ya da yabancı sermayeli firmalar, eğer ilimizde çok iyi bir ciroya sahipse ve cirosuna göre yüzdelik dilimler hesaplanarak üniversitelerin genişleme ve araştırma projelerine bütçe aktarabilir veya farklı dinamikler devreye girebilir. Kanada’daki üniversitelerde bu sistemin çok iyi bir şekilde işlediğini, eğitim alanına önemli bir katkı sağladığını görmekteyiz.”

Yarılgaç, eğitim-öğretimde kaliteyi benimseyen yapısı; güçlü akademik kadrosu; Mevlana, Farabi ve Erasmus değişim programı, eğitim işbirlikleri ve bilimsel projeleriyle, ulusal ve uluslararası düzeyde tanınırlık sağlayan bir üniversite olduklarını söyledi.

REKTÖRLER NASIL OLMALI?

Tarık Yarılgaç, Yeni Türkiye’nin yeni rektörünün nasıl olması gerektiğini söyle anlattı:

“Çağdaş, vizyon ve misyon sahibi, yenilikçi, şeffaf, katılımcı, demokratik, ilkeli, kararlı, girişimci, dinamik, evrensel değerleri benimseyen, nitelikli, üretken, ileri görüşlü, değişime ve işbirliğine yatkın biri olmalıdır. Ayrıca, şeffaf, ulaşılabilen, dinleyen, özgün düşünceye sahip, problemlere alternatif çözümler sunabilen, dürüst, herkese eşit mesafede, yapıcı, hızlı ve doğru kararlar alabilen, alınan kararlara saygı gösteren, adil, ekip ruhuyla hareket edebilen, bilimsel anlamda kendini kanıtlamış, yöneticilik deneyimine sahip, üretilen bilimsel bilgiyi insanlığın ve ülkemizin hizmetine kazandıran bir rektör olmalıdır.”