MEB-DER, “En Yakın Arkadaşım Akranım” Projesi kapsamında yaklaşık bin öğretmene verilen seminerlerin ardından Adapazarı’nda bin ve Serdivan’da 2 bin öğrenci ile toplamda 4 bin kişiye akran zorbalığı ile mücadele etme eğitimi vermiş oldu.

MEB-DER Başkanı Ali Akıllı; “Akran zorbalığı, çocukların arkadaşları tarafından maruz kaldıkları fiziksel, cinsel ya da sözel şiddettir. ‘okul şiddeti’ olarak da adlandırılır. Her yaş grubundaki çocukların arasında görülebilir. Tanımından da anlaşılacağı üzere, kapsadığı davranışlar çok geniştir. Hakaret ve dışlamadan, tehdit ve haraca kadar uzanan geniş bir aralığı vardır ve bu yüzden de tehlikeli bir okul çağı sorunudur. Bu sorunu tanımlarken dikkat edilmesi gereken, yaşanan şiddetin kasıtlı ve devamlı olup olmadığıdır. Zira akran zorbalığında söz konusu olan davranışlar, bir kereye mahsus olmayıp sistematik olarak devam eder ve ‘kurban’ kendini koruyamaz. Fiziksel şiddet davranışlarına, vurma, tekmeleme, kulak çekme gibi davranışları örnek gösterebilirken, cinsel çağrışımlı sözler söyleme, giysileri kaldırma ya da çıkarmaya çalışma, sarkıntılık yapma ilk akla gelen cinsel şiddet türleridir. Sözel şiddette ise, bedensel özelliklerle alay etme, kaba sözler söyleme, isim takma, sözlü olarak tehdit etme ile karşılaşılır. Akran zorbalığının en başta gelen nedenleri; okullardaki öğrenci kalabalığı, öğrencilerin kendi aralarında yaşadıkları yoğun rekabet, düşük özgüven seviyesi, düşük özsaygı olarak sayılabilir. Anne babaları endişelendiren bir problem olan akran zorbalığının sonuçları da ciddidir. Bu sonuçlar düşük benlik algısı, kendine güvenememe, depresyon, kaygı bozuklukları, akademik başarısızlık, madde bağımlılığı, gelişim gerilemesi ya da bozukluğu, evden ya da okuldan kaçma şeklinde gerçekleşebilir” dedi.

MEB-DER Proje Ekibinden Rehber Öğretmen ve Psikolojik Danışman Hatice Yılmaz Serdar, “Bu proje ile okullarda akran zorbalığı konusunda farkındalık oluşturmak, öğrencilerin kendilerine güvenlerinin kaybolmasına engel olmak, okullarda şiddet oranlarını düşürmek, öğrencilerin özgüven ve özsaygı kaybını önlemek, okullarda disiplin olaylarını azaltmak ve öğrencilerin devamsızlık oranlarını minimuma indirmek, saygılı bilinçli ve kendine güvenen bir nesil inşa etmek, Türk ve mülteci öğrencilerin kaynaşmasını sağlamak, öğrencileri akran zorbalığına bağlı depresyon, dikkat kaybı, kaygı bozukluğu gibi hastalıklardan korumak, öğrencilerde ekip ruhu, işbirliği, şefkat ve merhamet duygularını geliştirmek istiyoruz” dedi.

Serdar, “Çocuklar pek çok sebepten ötürü zorbalık eder. Kimileri güvensiz hissettikleri için bunu yapar. Duygusal ya da fiziksel olarak daha zayıf birine sataşmak daha önemli, popüler ya da kontrol sahibi hissetmeyi sağlayabilir. Diğer durumlarda, çocuklar aslında kilo, görünüş, ırk ya da din açısından farklı olan çocuklara sataşmanın kabul edilemez bir davranış olduğunu bilmedikleri için zorbalık ederler. Bazı durumlarda ise zorbalık süregiden bir muhalif ve saldırgan davranış kalıbının bir parçasıdır. Bu çocuklar öfke, incinme, hayal kırıklığı ve diğer güçlü duyguları yönetmeyi öğrenmede yardıma ihtiyaç duyarlar. Başkalarıyla işbirliği yapmak için gerekli olan becerilere sahip olmayabilirler. Psikolojik destek, hisleriyle baş etmelerine, zorbalıklarını zapt etmelerine ve sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir” şeklinde konuştu.