'En yakın arkadaşım akranım' projesi eğitmenlerinden Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen Büşra Öskürcü; "Akran zorbalığı, okul zorbalığı ya da akran şiddeti de denilen bir veya birden çok öğrencinin kendilerinden daha güçsüz öğrencileri kasıtlı ve sürekli olarak rahatsız etmesiyle sonuçlanan ve mağdur çocukların kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık türüdür" dedi.

Öskürcü; "Öğrencilerin hatırı sayılır kısmı okul günlerinde haftada en az bir kere akran zorbalığına maruz kalıyorlar. Akran zorbalığı; okullarda öğrencilerin yine öğrencilere uyguladığı fiziksel, sözel, sosyal ya da maddi diyebileceğimiz şiddet türleridir. Vurma, tekmeleme, saldırma, korkutma, itme ya da dürtme fiziksel şiddetlerin başında gelir. Fiziksel özellik, bedensel ya da zihinsel engel, ten rengi, boy, kilo, gözlük ve konuşma bozukluğu gibi durumlarla alay etme veya tehdit en çok görülen sözel şiddetlerdendir. Akran zorbalığında öne çıkan başka bir şiddet türü ise dışlama, ötekileştirme, yalnızlaştırma, dedikodu, iftira, şikayet ve kışkırtma gibi durumlarla boy gösteren sosyal şiddettir. Maddi şiddet olarak da nitelendirebileceğimiz zorla para alma, zorla kantinden bir şeyler ısmarlatma, izinsiz eşyasını kullanma gibi durumlar da sıklıkla karşılaştığımız akran zorbalıklarındandır" şeklinde konuştu.

MEB-DER Ali Akıllı ise konu ile ilgili yaptığı açıklamasında; "Akran zorbalığı birçok çeşidi olan ve sık karşılaşılan bir durum olmasına rağmen yeterince gündeme gelmemesi ve önlem alınmaması çok ilginç bir durumdur. Genellikle bu tür olayların ciddiye alınmaması ve görmezden gelinmesi psikolojik savunma yöntemi midir bilinmez ancak asla pedagojik bir öğreti değil, çocuğun hayatı öğrenmesi şeklinde yorumlanmaktadır. Bu tür durumlar yine ilginçtir hem okul idareleri tarafından hem de bu zorbalığı yapanlar tarafından da inkar edilmektedir. İdareler bizim okulda böyle şeyler olmaz diye olayı büyütmeden geçiştirirken, zorbalıkta bulunan çocuklar inkar politikası ile bu işten ceza almadan sıyrılabiliyorlar. Hatta mağdur öğrenciler bile ana kuzusu, süt çocuğu vb. gibi yakıştırmalarla muhatap olmamak için bu durumu gizliyorlar. Akran zorbalığına maruz kalkan çocukların psikolojisinin etkilenmeyeceğini düşünmek abesle iştigal olur. Böyle bir durumda mağdur olan çocuk kendine güvenini kaybedeceği gibi insanlara da güvenini kaybeder ve maalesef bir süre sonra sadece şiddet gören değil şiddet uygulayan, öfke ve intikam duyguları ile dolup taşan bir kişilik haline gelebilir" ifadelerine yer verdi.