AKM’de öğrencilerle bir araya gelen Sayar, “Osmanlı’dan Günümüze Türk Düşüncesinin Serüveni” başlıklı konuşmasında, Türk-İslâm tefekkürünün tarih içerisinde izlediği yolu, geçirmiş olduğu evreleri ve bilhassa 19. yüzyılda reformist hareketlerin ve modernleşme girişimlerinin neticesinde Batı dünyasından tevarüs edilen birtakım düşünce akımları neticesinde yaşanan kırılmaları anlattı. Bir iktisat profesörü olmasına karşın oldukça geniş bir bilgi yelpazesine ve perspektife sahip olan Prof. Dr. Sayar, Türk aydın tipinin genel hatlarıyla bir resmini çizdi ve günümüz Türk aydınının sorumluluk ve vazifeleri üzerinde durdu.


Konuşmasını şiirden tasavvufa, tarihten felsefeye bir hayli geniş bir alanda yapan Sayar, Cemil Meriç ile olan anılarını da anlatmayı ihmal etmedi. Kendisinin bizatihi Cemil Meriç ile görüştüğünü, O’nun engin bilgisinden istifade ettiğini ve sevgisini kazandığını şu sözcükler ile ifade etti: “Cemil Meriç ile tanışma fırsatını elde ettim,  sohbetlerinde bulundum. Kendisi bu ülkenin yetiştirmiş olduğu ender münevverlerden biridir. Bir defasında kendisini ziyaret etmiştim. Yanından ayrıldığım zaman benim için ‘Sevdim bu çocuğu’ ifadelerini kullanmış, sonradan öğreniyorum. Cemil Meriç gibi bir münevverin sevgisini kazanmak bana tarifi imkânsız duygular yaşatmıştı ve hâlâ yaşatmakta...” dedi.

Daha sonra Cemil Meriç’in bu ülke üzerindeki tesirinden ve düşüncelerinin ehemmiyetinden bahseden Sayar, son olarak dogmatik olanla ve rasyonel aklın birlikte temellük edilmesi gerektiğinin bilhassa altını çizdi.
Öğrenciler ve üniversite camiası tarafından dikkatle takip edilen açılış dersi, soru-cevap faslıyla sona erdi.