Geçen gün “sosyal medyada” kendisini sürekli takip ettiğim Operatör Doktor Dursun Bostancı’nın Türk Tabipler Birliği ile ilgili yazısını gördüm.
Gerçi günlerdir kendi “sosyal medya” hesabından Türk Tabipler Birliği ile ilgili eleştirilerini takip ediyordum.
Ancak konuyla ilgili son yazısını çok beğendim.
Bunun üzerine Dursun ağabeyi arayıp, “Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyini protesto ediyorum” başlıklı yazısını kendi köşemde yayınlamak istediğimi söyledim.
Sağ olsun Dursun ağabey bizi kırmadı ve yayınlayabileceğimizi ifade etti.
İşte Dursun ağabeyin “Türk Tabipler Birliği merkez konseyini protesto ediyorum” başlıklı o yazısı…!
***
“Son zamanlarda Türk Tabipler Birliği gündemde.
Sağlık, siyasi malzeme olmaktan hep nasibini almıştır.
Bu ülkenin en uzun eğitimi yapan kişileri olan doktorlar kitaptan kafalarını kaldıramamış.
Hastanelerdeki yoğun çalışmadan fırsat bulamamış olduklarından geneli sosyal hayattan kopmuş.
Sadece hastane, ev, muayenehane arasındaki üçgende hayatlarını devam ettirmişler.
Sosyal hayatın bir parçası olan mesleki örgütlenmeyi ise maalesef büyük bir kısmı önemseyememiştir.
***
Bu işi önemseyen kesimin ise bir bölümü!
Yer yer siyasete bulaştırma hatasını yapmışlar.
Odaları, siyasete atılmada basamak olarak düşünenler olmuş.
Hatta;
Merkez Konseyimizin yıllardır siyasete daha fazla girdiği endişesini hep taşımışızdır.
***
Bunun çaresi de seçimdir.
Ancak yapılan seçimlere nedendir bilinmez;
Temsil edilmelerini sağlama adına!
Seçimlere oy vermeye bile tenezzül etmezler.
Durum böyle olunca;
Özellikle büyük iller bazında seçimler hep kaybedilir.
Dolayısıyla;
Merkez konseyi seçimleri de kaybedilmiş olur.
***
Sayın Bahçeli TTB Merkez Konseyine veryansın etti.
Doğruluk payı olabilir mi? 
Bir örnek vereyim.
Afrin'e asker gönderirken;
Benim örgütüm “Savaşa hayır” sloganları atıyordu.
Kimse savaş istemez!
Ama konu vatan savunması olunca “Savaşa hayır” diyemezsin.
Sırf bu yüzden Cumhurbaşkanlığına yazarak, Afrin'e gönüllü gitmek istiyorum diye müracaat ettim.
Bu Merkez Konseyi beni temsil edebilir mi?
Seçilenler, marjinal, yetki sınırlarını aşan davranışlarda bulunurlarsa hukuk derhal gereğini yapmalıdır.
Tabip Odaları ve TTB Merkez Konseyi hiç bir partinin arka bahçesi olamaz.
***
Ancak Sayın Bahçeli Merkez Konseyine değil de!
Keşke;
Kendi mesleki örgütlerine sahip olmayan
Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir'de yaşayan; (Zira bu üç şehri kazanan merkez konseyini büyük oranda kazanır.)
Kendilerini siyaset harici, vatansever olarak tanımlayan doktorlara örgütünüze sahip çıkın diye seslense.
Ortalığı bunlara bırakmayın diye şiddetle reaksiyon verseydi.
Bana göre ancak o zaman doğru olur.
Hatta hedefi tam da ortadan vurur.
Üstelik bu işin gerçeğini bilmeyenlerden de tepki almazdı.
***
12 yıl Sakarya'da Oda Başkanlığı yaptım.
Uzun zamandır da Ankara delegesiyim.
Elimden geldiğince, şimdi de dışarıdan Sakarya Tabip Odasına destek vermeye gayret ediyorum.
En son Sakarya seçimlerinde neredeyse yok denecek kadar sayıda hekimin katılımını gördüm.
Yaşım 70'e yaklaştı.
Artık yoruldum.
Örgütün siyasetten sıyrılmasına bir türlü engel olunamadı.
Çabalarımızın boş olduğunu görüyorum.
Bundan sonra!
Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi'nin çalışmalarını PROTESTO ediyor!
Bir hafta sonra yapılacak Ankara'daki seçimlere de KATILMIYORUM!
Benim gibi düşünen;
Ankara'da oy kullanmaya birçok ilden gidecek doktorların da;
Bu protestoya katılmaları halinde!
Merkez konseyi kendi çalsın kendi oynasın.
***
Son olarak da genç meslektaşlarıma şunları söylüyorum:
Haydi;
Bu yıl seçimler geçti diyelim.
Ama;
İki yıl sonra yapılacak seçimlere, özellikle üç büyük şehirde, şimdiden hazırlanmayıp!
Yine ortalığın bu gruba bırakılmasına imkân tanıyan genç doktor kardeşlerim.
Büyük vebal taşıyorsunuz…!”