Sakarya Üniversitesi (SAÜ), çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapıyor. Tüm dünyadan önemli akademisyenlerin katıldığı, İslam Ekonomisi ve Finansı Kongresi (ICISEF 2015), Türkiye’de bu alanda düzenlenen ilk ulusalararası kongre olma özelliğine de sahip.

Kongrenin önemli bir konuğu da Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali El-Karadaği idi. Sakarya’dan ayrılmadan önce El-Karadaği ile bir röportaj gerçekleştirdik. Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Bostancı çevirmenliğimizi üstlendi. El-Karadaği İslam finansı ile ilgili çok önemli bilgiler verdi. 

> Sakarya Üniversitesi ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Sakarya Üniversitesi, gerek yönetimi, gerek hocaları, gerek bulunduğu konum itibariyle çok farklı bir üniversite. Coğrafi konumu çok güzel. İnşallah öğrenciler bakımından da çok farklı bir üniversite olacaktır. 

> İslami finans son dönemde neden dünyanın ilgisini çekmeye başladı?
Dünyadaki en önemli iki ekonomik sistemlerinden birisi olan Komünist Ekonomi, 91 yılında Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile beraber çökmüş oldu. Kapitalist Ekonomi de 1928 yılında büyük bir kriz olmuştu. Günümüzde de ekonomik krizler var. Günümüzde Kapitalist Ekonomi de büyük bir sarsıntı geçiriyor. Mutlaka üçüncü bir ekonomik sisteme ihtiyaç var dünyada. 
Tüm dünyada İslamofobi, yani Müslümanlara karşı bir korku yayılmak isteniyor ama buna rağmen İslam ekonomisi ve finansı tüm dünyada bir alternatif çözüm önerisi olarak ortaya çıkıyor. Son yıllarda buna doğru bir yönelme var. 
Dünyanın İslam ekonomisi ve finansına yönelmesinde şu hususlar etkili oldu. Dünya şu özellikleri buldu İslam Ekonomisinde; 
Birincisi; İslam ekonomik sistemi ahlaki prensiplere dayanıyor öncelikle. Kapitalist ekonomik sistemin önde gelen kişileri çoğunlukla şunu söylüyor: ‘problemimiz ekonomik olmaktan çok ahlaki bir problem.’ Kapitalist ekonomik sistem borçlanmaya dayanıyor. Daha çok insanı borçlandırmaya dayanıyor. İslam ekonomisi ise hukuka dayanıyor, gerçek eseslara, ahlaka dayanıyor. Gerçek bir ekonomiye dayanıyor. İnsanların menfaatine dayanıyor. 
Bir başka yönü de İslam bankalarının kullandıkları akitler, sözleşmeler gerçek varlıklar üzerindeki sözleşmelere dayanıyor. Olmayan veya gelecekte var olacak şeyler üzerindeki sözleşmelere dayanmıyor. Son yıllardaki krizlerden sonra pek çok uluslararası şirket sarsıldı, pek çoğu da iflas etti ama İslam bankaları kuvvetli bir şekilde devam ediyorlar. 
Sempozyumdaki konuşmamda ifade ettiğim gibi İslam ekonomisi dengeye dayanıyor. Yani bir tarafta devletin, bir tarafta toplumun, bir tarafta da şirketlerin rolü var. Bunlar arasında bir denge gözetiyor İslam ekonomisi. Aynı zamanda zaruri hususlar, gerekli hususlar ve güzelleştirici hususlar arasındaki dengeyi de gözetiyor. Yani zaruri olanları da gözetiyor, hayatı daha konforlu hale getirecek hususları da gözetiyor. Onlar arasında da denge var. Aynı zamanda dengeli bir toplum meydana getirmek için fakirler ve zenginler arasındaki dengeyi de gözetiyor. İslamın gözettiği dengeler tabi tersi dengesizlikler de var bu son ekonomik krizde bunların çok büyük bir tehlike olduğu görüldü dünyada.
İslam ekonomisi aynı zamanda gelişmeye de çok önem veriyor. Gerçek bir İslam ekonomisi tatbik edilirse fakirlik ortadan kalkar, en azından insanlar orta halli olur.

> İslam ekonomisi para odaklı değil, insan odaklı olacak diyebilir miyiz?
İslam ekonomisi paraya da önem veriyor ama parayı mutlak bir mal olarak görmüyor. Sadece insanlar arasında bir vasıta olarak görüyor. Yoksa para çok önemli bir şey. Kapitalist ekonomide iste para bir mal olarak görülüyor. Bu da krizin sebeplerinden bir tanesi. Kapitalist ekonomide bazen gerçek bir paranın yüz katı civarında muameleler yapılıyor. Böyle bir sistemde bin dolara karşılık 100 bin dolar kullanıyor. Tabii ki büyük bir problem ortaya çıkıyor. Amerika’nın en büyük bankalarından birisi olan Lehman Brothers böyle bir sistem kullanıyordu. İşlem boyutu çok yüksek meblağlara ulaşınca bunu karşılaması mümkün olmadı. Krize girdi iflas etti, dünyada da bir krize yol açtı. 

> Buradan yola çıkarak kapitalist ekonominin sonu geldi diyebilir miyiz? 
Kapitalist ekonomik sistem sona ermez çünkü insan haklarına ve demokrasiye dayanıyor. Herhangi bir problemle karşılaştığı zaman yeni fikirlerden istifade ederek kendisini yeniliyor. Kapitalist ekonomik sistemin yerini alabilecek bir İslami ekonomik sistem şu an yok. Dolayısıyla onun yerine geçemez.

> Şuanki İslam ekonomisine yönelik önerilerin hepsi bu kapitalist sisteme entegre olabilecek nitelikte mi? Yoksa yeni bir sistem mi öneriyorsunuz?
İslam ekonomisinin temel prensipleri Kuran-ı  Kerimde ve sünnette var. Bir de tarihte tatbik edilmişti sistem var;  Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar 1300 yıl boyunca İslami sistemi uyguladılar. Ama günümüzde bu sistemleri yeniden ele alıp yeni bir form kazandırıp yenilememiz gerekiyor. İslam ekonomisi kapitalist ekonomiden yararlanmıştır ama temelini İslam ekonomisinden almıştır. Orijinaldir.

> Konvasyonel ekonomi bunu kabul edecek mi? Diğer toplumlar uluslararası toplum bunu kabul edecek mi?
Maddi yönünü, ekonomik yönünü alabilirler. Yani, Fransa ve İngiltere’de bazı yetkililer bana sordular ‘Biz İslam ekonomik sistemini alırsak Müslüman mı oluruz?’ asla böyle olmadığını söyledim. Medeniyetler arası bir iletişim, faydalanma olabilir. 
Türkiye’nin bu konuda temel bir işlev görmesini istiyoruz ve İslam ekonomisinin başkentinin İngiltere, Londra değil de Türkiye, İstanbul olmasını temenni ediyoruz.