Dün “12 Eylül” olduğunu unutmuşuz. Hani TRT’nin haber bülteninde bir dakikalık haber yapılmış olmasa “12 Eylül 1980 Darbesini” hatırlayacağımız yoktu.

Oysa o sabah korkuyla uyanıp, “ne zaman bizim de kapımıza dayanacaklar” diye endişeyle beklemiştik.

Zira birçok masum insan için “12 Eylül 1980 sabahı” hayatlarının karardığı tarih oldu. Demokrasi adına ise tarihe “yüz karası” olarak geçti…

Evet, “1980 Darbesi’nin” üzerinden tam 37 yıl geçti. O günün sabahında darbe olduğunu rahmetli babamızdan öğrenmiştik.

Kendisi her zamanki gibi sabah namazı için evden camiye giderken askerler tarafından yoldan çevrilmişti.

Rahmetli, telaşlı bir şekilde eve gelip; “kalkın darbe olmuş galiba” diye korkulu sesle bizleri uyandırmıştı…

Tabi sonrası malum, bütün aile gün boyu radyonun başından ayrılmadık. Tıpkı “1960 Darbesi’nde” olduğu gibi kimlerin topladığını öğrenmeye çalıştık.

Sonra televizyonu açtığımızda Kenan Evren’in o meşhur konuşmasını TRT ekranlarından izlemeye başladık.

Zira o tarihlerde başka bir kanalı izleme şansımız yoktu. Dolayısıyla Kenan Evren 12 Eylül tarihinde TRT ekranlarında mecburen iyi “reyting” yapmıştı…

Tabi “darbenin” ilk günleri olan biten hakkında daha fazla bilgi almak istiyorduk ama TRT dışında yayın yapan bir kuruluş yoktu.

Kaldır indir Kenan Evren’in o meşhur “darbeyi neden yaptık” yalanının dışında bilgi sahibi olamıyorduk.

Ertesi gün “gazetelerden” detaylı bilgi alabiliriz diye düşündük. Ama sokağa çıkma yasağı vardı…

Nitekim sonra ki günlerde “askerlerin” kontrolünde çıkan “gazeteler” mahallelerde satılmaya hatta dağıtılmaya başladı.

O günkü “gazetelerin” manşetlerini hatırlıyorum da “asker postalını dilleriyle parlatmayan” bir tek “gazete” ve “gazeteci” yoktu.

Bütün “gazeteler” ağız birliği yapmışçasına “hoş geldin asker” türünden manşetler atmıştı. Köşe yazarları da yapılan darbeyi öve, öve bitiremiyordu…

Netice itibariyle “12 Eylül’den” buyana Türkiye çok badireler atlattı. “Post modernden” tutunda adını koyamadığımız birçok darbeyle karşılaşıldı.

En son da “15 Temmuz” gibi tarihi en büyük “ihanet kalkışmasını” 250 “şehit” vererek bertaraf ettik.

Ancak böylesine önemli günleri çok çabuk unuttuğumuzda bir gerçek! Mesela “dün 12 Eylül’dü ama” zor hatırladık. İnşallah “15 Temmuz’da” aynı akıbete uğramaz…