Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz hafta sonu “Anayasa Değişikliği” ile ilgili kanun teklifini onayladı.
Bu onayla birlikte “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini” içeren 6771 sayılı “Anayasa Değişikliği” ile ilgili “referandum” süreci başlamış oldu.
Yüksek Seçim Kurulu da “Anayasa Değişikliği” ile ilgili “referandum” tarihini “16 Nisan” olarak açıkladı…
“Başkanlık Sistemi” veya “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” tartışmaları neredeyse Cumhuriyet tarihi kadar eskidir.
Bazıları hariç neredeyse bugüne kadar gelmiş geçmiş bütün muhalefet ve iktidar olan parti liderleri tarafından “Başkanlık Sistemi” hep gündeme geldi.
1950’li yıllardan 80’li hatta 90’lı yıllara kadar “Başkanlık Sistemi” gündeme getirilse de maalesef bir türlü tartışmadan öteye gidemedi…
Ne zaman ki 1990’lı yılların başında rahmetli Turgut Özal Cumhurbaşkanı seçildi, o tarihten bu yana “Başkanlık Sistemi” tartışmaları alevlendi.
Rahmetli Turgut Özal mevcut “parlamenter sistemle” Türkiye’nin gelişime ve değişime ayak uyduramayacağını her fırsatta dile getirdi.
Hatta Turgut Özal’ın “Başkanlık Sistemi” ile ilgili yeni bir “Anayasa” hazırlattığı ancak bunu gündeme getiremeden vefat ettiği bilinen bir gerçektir…
Sadece rahmetli Özal değil. Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alpaslan Türkeş ve Muhsin Yazıcıoğlu da “Başkanlık Sistemini” savunan isimler oldu.
Hatta rahmetli Necmettin Erbakan’ın daha 1970’li yıllarda “Milli Selamet Partisi’nin” seçim beyannamesine “Başkanlık Sistemini” koyduğu bilinir.
Yine Süleyman Demirel’in “Başkanlık Sistemiyle” alakalı olarak “Gönlüm Başkanlık Sisteminden yana. Keşke bunu başarabilseydik. Ancak başaramadık” dediği ortadır…
Bütün bu devlet adamları daha o zamanlar “Başkanlık Sistemini” savunurken bu sistemi, Recep Tayyip Erdoğan için istemedi.
Devletin her kademesinde görev alan bu isimler “parlamenter sistemin” açmazlığını görüp Türkiye’nin menfaati için “Başkanlık Sistemi” diye tutturdular.
Yani ne kendileri ne de gün gelir Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olur, biz de O’na “Başkanlık” için yol açalım gibi bir anlayışın içinde olmadılar…
9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Biz başaramadık” dediği “Başkanlık Sistemi” ile ilgili şimdi önümüze önemli bir fırsat çıktı.
Dolayısıyla “16 Nisan’da” onların “başaramadık” dediği “Cumhurbaşkanlığı Sistemi” ile ilgili bu fırsat iyi değerlendirilmelidir.
İnşallah daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci “doğum günü 16 Nisan” olur. Amin…