Hemen her sokak başında görmeye alıştığımız “dilencilerden” hemen hepimiz şikâyetçiyizdir.

İşin kötüsü sokağa çıktığımızda da onlardan bir türlü kurtulamayız.

Birinden yakanızı kurtarsanız karşınıza bir başkası çıkar.

Hele araçla çarşıya çıkıp da ışıklarda “kırmızı ışığa” takıldığınızda yandınız.

Büyük küçük ne kadar “dilenci” varsa aracınızın camına yaslanır.

“Evlatlarıma ekmek alacağım. Yardım eder misin?”

“Çocuğumun ilacını alamadım. Bir ilaç parası!”

“Ağabey karnım aç. Bir yemek parası!”

V.s, v.s, v.s…!

***

Tepkisiz kalırsın.

Olmaz.

“Allah versin” dersin.

Anlamazlar.

“İhtiyaç sahibiysen Valiliğe müracaat et” diye iyi niyetle yol gösterirsin.

Neredeyse seni dövmeye kalkarlar.

Kısacası bu “dilencilerden” herkes şikâyetçi!

Peki;

Bunlardan kurtulmak mümkün mü…?

***

Geçtiğimiz hafta Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya Sakarya’daki şu “dilenci” sorununa da el attı.

Zabıta ve belediyelerle ortak çalışıp “dilenciler” içinde gerçekten ihtiyaç sahibi olanları tespit edip bunlara yardım edilmesi hedefleniyor.

Gerçek ihtiyaç sahiplerine “sosyal yardımlaşma kurumları” ve “STK’lar” vasıtasıyla yardım edilmesi amaçlanıyor

Böylece “dilencilerin” sokaklardan uzaklaştırılması sağlanmış olacak.

Bu projeyi istismar edip “dilenmeye” devam edenler hakkında da gerekli işlemler yapılacak…!

***

Aslına bakarsanız Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya’nın iyi niyetle düşündüğü bu proje işe yarar gibi duruyor.

Ancak “dilencilik” işinin günümüzde artık bir sektör olarak yerini alması ve bu yolla kazanılan paraların “dudak uçuklatması” asıl meseleyi oluşturuyor.

Yılarca “dilenen” ve bu yolla adeta bir “servet” yapanları görüyoruz.

O kadar “servet” edinmiş halen “dilenmekten” vazgeçmiyor.

Hele bazıları “dilenmek” suretiyle öyle “mal, mülk” yapıyor ki öldüğünde “mirasçıları” birbirine giriyor

Yani “dilencilik” sektörü işte bu kadar karlı bir iş…!

***

Dolayısıyla bu işi artık “sektör” haline getirenlerle gerçekten ihtiyaç sahibi olanları birbirinden ayırmak da çok zor!

Zira gerçekten ihtiyaç sahibi olanlar bu şekilde “dilenmek” suretiyle köşe başlarına geçmez.

Aralarında gerçekten ihtiyaç sahibi olanlar yok mudur?

Elbette vardır ama sayıları bir elin parmaklarını geçmez.

Geriye kalanların hepsi insanların “duygularını istismar eden” sahtekarlardan başkası değildir…!

***

Yine de içlerinde bir veya birkaç gerçek ihtiyaç sahibi olanı bulabilmek ve bunlara gerekli yardımları yapabilmek de önemlidir.

Parkta, bahçede “dilenmek” zorunda kalan gerçek bir “dilenci” bulup bunu sokaklardan bir şekilde kurtarmak hepimizin görevidir.

Dolayısıyla Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya’nın bu projesini sadece “sosyal yardımlaşma kurumları” ve “STK’lar” değil herkesin sahiplenmesi gerekir.

Hele bu projeyi istismar edip “dilenmeye” devam edenlere gerçekten ciddi bir yaptırım uygulanırsa sokaklar biraz olsun temizlenir.

Belki Sakarya’da “dilenciliğin” kökü kazınamaz ama en azından adım başı bir “dilenci” görmekten kurtuluruz.

Öyleyse gelin Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya’nın bu projesine sadece “sosyal yardımlaşma kurumları” ve “STK’lar” değil hepimiz sahip çıkalım…!