Dün Marmara depreminin 18’inci yıl dönümüydü…

Sakarya’da yaşayanlar bundan (17 Ağustos 1999) 18 yıl önce saat 03.02 ‘de 45 saniye süren bir sarsıntıyla uykudan uyandı…

Evler yıkıldı…

Canlar gitti…

Kimisi evladını kaybetti…

Bazıları anne babasını…

Ölüm var…

Lakin ölümler ihmalden olunca insan ister istemez üzülüyor…

İnsanoğlu çabuk unutur yaşadıklarını.

Zira deprem olduğu saatlerde Sakarya İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği (SİMDER) tarafından Demokrasi Meydanında düzenlenen anma etkinliğine katılım ise diğer senelere göre daha az oldu...

Depremle yaşamaya alışmak gerek…

Ülkenin güneyi beşik gibi sallanıyor…

Deprem öldürmez…

Binalar can alır…

İhmal öldürür…

Aynı acıları bir kez daha yaşamamak insanoğlunun elindedir…

Depreme dayanıklı evlerde yaşanmalı…

Deprem sonrası Sakarya’da yapılan evler ruhsata uygun yapılıyor genelde…

Lakin eski evler için aynısını söyleyemeyiz…

Hala ikamet edilmemesi gereken evler var…

Allah korusun…

Bir deprem olsa o evlerde yaşayanların akıbetini düşünmek bile istemiyorum…

Deprem şehrimizde kanseri de tetikledi…

Çünkü depremi yaşayan birçok insan deprem stresinden kurtulamadı…

Hala 18 yıl öncesinde gördüğü enkazdan kopamayanlar var…

Hayatı sevmek gerek…

Unutmayalım ama…

Ancak kendimizi de hırpalamayalım…

Her ne kadar yukarıdaki paragrafta depremi unuttuk desek de…

Aslında depremi yaşayanlar unutmadı…

Sadece unutmuş gibi davranıyor…

Onun için depremin yıl dönümünde kent meydanında düzenlenen etkinliklere katılım azdı…

Deprem unutulur fakat yaşanan acılar unutulmaz…

Depremde hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet diler, yakınlarına da baş sağlığı dilerim…

Allah bize bir kez daha bu felaketi yaşatmasın…

Sağlıcakla kalın…