Türkiye Cumhuriyeti Devleti yüzde 70’i yıkıcı deprem faylarının bulunduğu fiziki alandadır…

Üç gün önce Elazığ 6,8 büyüklüğündeki depremle sarsıldı…

Hala depremin ardından 21'inin büyüklüğü 4'ün üzerinde olmak kaydıyla 788 artçı sarsıntı meydana geldi…

Uzmanlara göre artçı sarsıntılar devam edecek…

Elazığ'daki depremde can kaybı 38'e yükseldi...

Şu ana kadar 45 kişinin enkaz altından sağ çıkarıldığı açıklandı...

Enkaz altında olduğu bilinen 3 kişiyi arama çalışmaları ise devam ediyor…

Sakarya halkı depremi yaşayan en canlı insanlardır…

Deprem bölgesine yapılacak yardımlara koşarak gitti Sakaryalılar…

Dayanışmanın bu zor günlerde olması gerektiğini en bilen millettir Sakaryalılar…

Yaşamayan bilmez…

Biz depremi 1999’da canlı canlı yaşadık…

Birçoğumuz yakınını kaybetti…

Dolayısıyla deprem olunca hala o yaşadığınız küçük kıyameti bir kez daha hatırlıyoruz…

Allah bizlere bir daha böylesine büyük bir felaket yaşatmasın…

“Deprem öldürmez, binalar öldürür” deriz hep…

Gerçekten de öyle…

Yıkılan binaların birçoğu inşaat standartlarına uygun değil…

Akıllanmadık…

Kaç can daha depreme kurban vereceğiz de, bizler sağlam yapı konusunda aklımız başımıza o zaman gelecek, bilemiyorum…

Her şey Allah’tan…

Buna hiç şüphe yok…

Lakin her olayda tedbir almak insandan, takdir ise Allah’tandır…

Türkiye bu büyük felaketin yaralarını birlik, beraberlik içinde kenetlenerek sarmaya başlamıştır…

20 yıldır bu hükümet depreme yönelik ne yapmış, diye höykürenlere şunu sormak isterim…

1999 yılında Sakarya’da arama kurtarma işini yapacak AFAD diye bir kurum yoktu…

Şimdi ise her şehirde var ve tecrübeliler…

O zaman tecrübe de yoktu…

Afet konusunda son teknolojik aletler var ve kullanılıyor…

Bir şey daha, insanoğlunun elinde depremleri durduracak bir imkan yok…

Doğanın hareketi başlı başına kendine aittir, genelde bazıları ise insanların dünyaya verdiği zarar soncudur…

Elazığ depreminde ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dilerim…

Sağlıcakla kalın…