Yağmurlu hava geçtiğimiz hafta Sakarya’da adeta hayatı felç etti.

Öyle bir yağmur yağdı ki, bardaktan boşanırcasına.

Son birkaç yılda yağan yağmurun toplamından daha fazla yağmur yağdı Sakarya’ya bir günde.

Yollar kapandı, evleri, işyerlerini, caddeleri su bastı, dereler taştı ve sel oluştu.

Erenler ve Serdivan ilçelerinde birçok mahalle ve köy su altında kaldı.

Serdivan Aşağıdereköy’de sel yüzünden bir kadın hayatını kaybetti, bir genç kız da boğulmaktan son anda kurtarıldı.

Henüz 38 yaşında hayatını kaybeden kadından geriye ise iki küçük çocuk ve gözü yaşlı bir eş kaldı.

Bölgede ekili alanlar tamamen su altında kalınca, ürünler ziyan oldu. Çiftçi milyonlarca lira zarara uğradı.

Elbette ki yaralar devletin kurumları tarafından bir şekilde sarılacaktır.

Ürünü ziyan olana kredi verilecek, evi, iş yeri selden zarar görene maddi yardım yapılacak vs. vs.

Peki ya giden can n’olacak?

Geride kalan iki küçük çocukla, çaresiz eşin yaralarını kim saracak?

Bu yarayı hiçbir maddi güç saramaz. Giden gittiği ile kalır.

Ama aynı acıların bir daha yaşanmaması için gayret gösterilebilir.

Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere tüm ilçe belediyeleri bu konuda daha titiz davranıp, kaçak yapılaşmaya müsaade etmezse, dere yataklarına yapılan binaları biran önce yıkarsa, büyük bir vebalden kurtulmuş olurlar.

Tabi ki burada görev sadece belediyelere düşmüyor. Kaçak yapı için binlerce lira masraf yapan vatandaşların da bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor.

Çünkü hiçbir şey, insan canından daha değerli değil.