Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan dün “seçim beyannamesini” açıkladı.

Toplam 360 sayfadan oluşan AK Parti Seçim Beyannamesi’nde dikkat çeken husus; “Güçlü Türkiye, Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet” vurgusu oldu.

Ayrıca 16 başlık altında toplanan “seçim beyannamesinde” yeni yönetim modeli bütün ayrıntıları ile anlatılıyor…

Tabi dün AK Parti “seçim beyannamesini” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan dinledik.

Gerçekten de Cumhurbaşkanı Erdoğan “seçim beyannamesinin” yanında önemli mesajlar da verdi.

Tabi “seçim beyannamesinin” her bir maddesi gerçekten çok önemliydi ama “Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın” da yer alması başka bir anlam kattı…

İyi kötü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı AK Parti “seçim beyannamesini” can kulağıyla dinledim.

Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin de 19 Mayıs’ta Samsun’da açıkladığı “seçim beyannamesini” de dikkatle dinlemiştim.

Diğer Cumhurbaşkanı Adayı Meral Akşener’in ise hala açıklamayıp 26 Mayıs’ta açıklaması beklenen “seçim beyannamesinde” neler var bilmiyoruz…

Dolayısıyla Muharrem İnce ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “seçim beyannamesini” kıyaslamak gerekirse ikisinin arasında dağlar kadar fark olduğunu söyleyebiliriz.

Mesela Muharrem İnce’nin açıkladığı “seçim beyannamesi” ile ilgili akılda kalan şey nedir diye sorulacak olsa; herhalde saatlerce düşünüp bir şey bulmaya çalışırım.

Zira Muharrem İnce’nin “seçim beyannamesine” baktığımızda daha ziyade “klişeleşmiş” bir takım “slogan” vari ifadelerden oluştuğunu söylemek mümkün…

Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı AK Parti “seçim beyannamesinde” öyle başlıklar yer alıyor ki, her biri diğerinden değerli.

AK Parti “seçim beyannamesinde” Türkiye’nin meseleleriyle ilgili aklınıza ne geliyorsa hepsi yer almış ve çözüm yolları da sıralanmış.

Projeler desen o kadar çok ki, tek tek maddeler halinde okumak bile insanı heveslendirmeye yetiyor…

Netice itibariyle bu işler öyle “slogan” vari “seçim beyannamesi” hazırlamakla olmuyor. Hele traktörü “römorkuyla” geri, geri yanaştırmakla hiç olmuyor.

Kaldı ki; Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmek, öyle traktör kullanmaya benzemez. Traktör devrilirse altında bir tek sen kalırsın! Ülkeyi devirirsen hepimiz kalırız!

Dolayısıyla “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı dinlerken” insan gerçekten, “Yaparsa AK Parti Yapar” diyor. Nitekim traktör tepesinde macera aramaya gerek yok…