Malum, ülkenin gündeminde bir süredir “Çocuk istismarları” bulunuyor.

Son olarak Adana’da 4,5 yaşındaki bir çocuğun istismara uğraması, bardağı taşıran son damla oldu.

Sık sık gündeme gelen “Çocuk istismarlarına” artık bir dur demenin vakti geldi de geçiyor bile.

İşte bu yüzden hükümet harekete geçti ve 6 Bakandan oluşan bir komisyon kurdu.

Komisyon, çocuk istismarlarının önüne geçilmesi için neler yapılması gerektiğini görüşecek, caydırıcı olması amacıyla da tacizcilerle ilgili en ağır cezaların verilmesi yönünde çalışma yapacak.

Konuyla ilgili bir takım fikirler de gündeme geliyor. Bunların başında da kimyasal hadım geliyor.

Peki nedir bu kimyasal hadım?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın yaptığı açıklamaya göre kimyasal hadım, “Tıbbi tedavi ile geçici süreli baskılama.”

Kimyasal hadım konusu daha önce de gündemdeymiş.

Söz konusu ‘ilaçla tedaviyi’ de içeren, ‘Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Hükümlü Olanlara Uygulanacak Tedavi ve Diğer Yükümlülükler Hakkında Yönetmelik’ Resmi Gazete’nin 26 Temmuz 2016 tarihli sayısında yayınlanmış.

Ancak Yönetmelik, Türkiye Psikiyatri Derneği’nin açtığı dava sonucu Danıştay 10’uncu Daire tarafından Haziran 2017’de durdurulmuş.

Şimdi tekrar gündemde.

Kimyasal hadım, yani kastrasyon. Bir kişiye, cinsel dürtülerini azaltıcı birtakım ilaçlar verilmesi. Böylece testosteron hormonunun azaltılması.

Ayrıca, dünyanın birçok ülkesinin de kullanılan bir yöntem.

Peki çözüm mü?

Tabi ki değil! İlacı kullanmayı kesince, yine her şey eskiye dönüyor.

O halde, kimyasal hadım geçici bir yöntem ve en önemlisi de olay yaşandıktan sonra uygulanacak.

Caydırıcı olabilir mi, kestirmek çok zor.

Öyleyse, çocuğa istismar konusunda en önemli nokta, olay gerçekleştikten sonra neler yapılacağı ya da istismarcının nasıl cezalandırılacağı olmamalı.

Bu üzücü olayın hiç yaşanmaması için neler yapılması gerektiği üzerinde durulmalı ve çalışma bu yönde yapılmalı.