Eskiden çocuklar ailelerine katkı sağlamak amacıyla simit satar ya da çay dağıtıcısı olurlardı…

Genelde aile bütçesine katkı sağlayan çocuklar yaz tatilinde çalışırlardı…

Alt yaş sınır da 12 civarındaydı…

Son yıllarda çıkan kanunlarla çocukların çalışması yasaklandı…

Kanun çıktıkça kanuna muhalefet de arttı…

Bebekleri kucaklarında hastane önlerinde, cami etrafında onlarca dilenci bulursunuz…

Hiç eksilmiyorlar…

Her geçen gün de çoğalıyor…

Eskiden devlet, sosyal devlet anlayışını ekonomik zorluktan dolayı yoksul vatandaşlara uygulamıyordu…

Şimdi ise yoksul vatandaşların, kimi kimsesi olmayanların, çocukların, yaşlıların tüm yaşamını kolaylaştıracak sosyal güvence dayanağına devlet hilafsız destek veriyor…

İşte buna rağmen hala çocuklarını dilendirenler, çalıştıranlar çoğalıyor…

Çarşıya indiğinizde her köşe başında elinde flüt çalan…

Mendil satan…

Darbukaya vuran…

Ayakkabı boyayan…

Mendil açıp para dilenen görürsünüz…

Çocuklar dileniyor, ebeveynleri etrafında onları takip ediyor…

Daha doğrusu gözcülük yapıyorlar…

Zabıta ya da polis geldiğinde bir ıslıkla çocuklar ortadan kayboluyor…

Zabıta ve polis bulundukları bölgeyi terk ettiklerinde aynı tezgahlar kurulup sömürü devam ediyor…

Dün çarşıdaydım…

Zabıta ve polis işbirliği sonucu çocuklarını sömürtüp hayatlarını yaşayan ana ve babalara operasyon yapıldı…

Zabıta arabasını görecektiniz…

Yakalananlar istif halinde minibüse bindirildi…

Bir gerçek daha var…

Çocukları üzerinden para kazananlar…

Hep aynı insanlar…

Dilencilik yapanlar…

Büyük veya küçük olsun hep aynı yüzler…

Dün zabıta arabasına bindirilenleri birkaç gün sonra yine aynı yerlerde para dilenirken görürseniz şaşırmayın…

Operasyonlar durmamalıdır…

Zira tatlı bir kazanç var…

Yorulmuyorsunuz…

Sadece istiyorsunuz…

Herkesin bildiği bir atasözümüz var, tam da bunlarda karşılığını buluyor…

İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü..

Sağlıcakla kalın…