21’inci Yüzyılda yaşıyoruz…
Bu yüzyıl tam manasıyla dijital bir çağ…
Dijital materyaller her saniye kendisini yeniliyor…
Dolayısıyla dijital vatandaşlık çağında yaşıyoruz dersek herhalde yanılmayız…
Bugün hepimiz, bize toplantı saatlerimizi hatırlatan, hava durumunu bildiren, ara öğün vaktimizin geldiğini haber veren dijital asistanlara sahibiz. Ellerimizde, en yakın hastanenin ya da nöbetçi eczanenin nerede olduğunu bir tıkla gösteren, konumumuzu bildiren, yol tarifi veren son teknoloji cihazlar var. Üzerimizde, adımlarımızı sayıp kaç kilometre yürüdüğümüzü hesap eden, dahası nabzımızı kontrol eden giyilebilir teknolojiler var. Peki, farkında mıyız; tüm bu ileri teknolojik ürünler çocuklarımızın da ellerinde! Tasarım Dersi Öğretmenleri ve Rehberlik Birimi Uzmanları, daha güvenli ve huzurlu bir yaşam için çocuklarımıza dijital vatandaşlık bilinci kazandırmak gerektiğinin altını çiziyor. Bunun için ailelere önemli tavsiyeleri var...
 
Çocuklarımız, hiç tanımadıkları insanlarla sosyal medya aracılığıyla arkadaş olup "karşılıklı takipleşebiliyorlar." Bazen dilini bilmedikleri, başka ülkelerin insanlarıyla çevrimiçi bir oyunun içerisinde aynı takımın parçası oluyor, birlikte hareket ediyorlar. Hayatlarımız büyük bir hızla dijitalleşirken bu iletişim kanallarını bilinçsiz kullanmamız büyük bir tehlike taşıyor. Kişisel güvenliğimizi, kimlik bilgilerimizi ve aile mahremiyetimizi farkında olmadan başkalarına açıyor olabiliriz!
 
Bu tehlikeyi bertaraf etmenin yolu ise dijital vatandaşlık bilinci kazanmaktan geçiyor. Dijital vatandaşlık, teknolojiyi bilinçli, işlevsel, doğru ve güvenilir kullanma becerisidir. Başka bir ifadeyle; amacına uygun kullanmaktır. Çocuklarınıza bu bilinci kazandırmak için şu adımları takip edebilirsiniz…
 
  1. Çocuğunuzu gözlemleyin. Bunun için kullandığı teknolojik aletleri sizin de kullanabiliyor olmanız lazım. Aynı zamanda dijital terminolojiye hâkim olmanız gerek.
 
  1. Dijital hayatta yaptıkları paylaşımların hiçbir zaman kaybolmayacağını yaşlarına uygun şekilde izah edebilirsiniz. Paylaştıkları sözlerin, fotoğrafların üzerine düşünmelerini, öz değerlendirme yapmalarını sağlayabilirsiniz.
 
  1. Tablet veya bilgisayar başındaki oyunlarında ona eşlik edin, birlikte oynamak istediğinizi söyleyin. Bu birliktelik, uzun saatler süren oyun sürelerini kısaltmanıza yardımcı olacaktır. En önemlisi; çocuğunuzun dijital dünyadaki arkadaşlıklarına yakından şahit olma imkânı verecektir.
 
  1. Dijital farkındalığı arttıran eğitici siteleri takipte kalın.
 
  1. Evdeki tüm fertler için geçerli olacak bir "dijital vatandaşlık sözleşmesi" imzalayın. Böyle bir sözleşmede, evdeki teknoloji kullanımını iyileştirecek şöyle maddeler yer alabilir…
 
a) Teknolojik aletlerin kesinlikle giremeyeceği alanlar ve zaman dilimleri ailenin ortak kararıyla belirlenmeli. Örneğin; "Akşam yemeklerinde, tüm ailenin sohbet ettiği vakitlerde, büyükler ziyaret edildiğinde veya misafir geldiğinde telefonlara bakılmayacak." gibi.
 
b) Güvenliği konusunda tereddüt edilen sitelere ailenin hiçbir ferdinin kimlik bilgisi verilmemeli.
 
c) Herkesin, internet hesaplarının güçlü parolaları olmalı.
 
d) Şahsi veya ailevi mahrem detaylar, hiçbir şekilde "dışarısı" ile paylaşılmamalı.
 
e) Günlük teknolojik alet kullanım süreleri, fertlerin yaşlarına ve ebeveynlerin mesleklerinin gerektirdiği ihtiyaçlara göre belirlenmeli. Herkes bu sürelerin aşılmaması noktasında hassas olmalı.
 
Yukarıdaki maddeler özenle hayata geçirildiği, sözleşme kurallarına riayet edildiği sürece teknoloji ile güvenli bir ilişki kurulmuş olur. Olası problemler bu şekilde engellendikten sonra en önemli adım; çocuğunuzun yaşamında, en önemlisi eğitim hayatında teknolojinin faydalarını arttırmaktır.
Okullarda teknoloji kullanımının sınırları neler olmalıdır, çocukların eğitimine teknolojik aletler nasıl katkı sağlar, buna mutlaka MEB kökten bir çözüm bulmalıdır. Zira dijital çağın ilk çeyreğindeyiz. Gelecek nesil buna tam manasıyla uyum sağlaması için tedbirler alınması gerekir…
Sağlıcakla kalın…