Malum dün Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl ilk defa başlattığı “merkezi sistemle sınav” uygulaması ile ilgili yaşanan “kopya” konusunu köşemize aldık.

Öğleden sonra yapılması gereken sınavların Hendek’te bir okul tarafından sabah saatlerinde yapılması üzerine yaşananları aktarmaya çalıştık.

Bugün de şu “merkezi sistemle sınav” uygulaması konusunu köşemize alıp bir-iki kelam edelim istedik…

Her ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı aralarında Sakarya’nın da bulunduğu “pilot” illerde “merkezi sistemle sınav” uygulamasını başlatsa da bu yeni bir uygulama değil.

Aynı uygulama Sakarya Üniversitesi’nin içinde bulunduğu birçok üniversitelerde uygulanıyor.

Her ders ve bölüm için olmasa da üniversitelerde belli başlı bölümlerin bazı dersleri için “merkezi sistemle sınav” uygulaması yapılıyor…

Belli bir merkezden gelen sınav kâğıtları tıpkı üniversite giriş imtihanlarında olduğu gibi öğrencilere dağıtılıp cevaplanması isteniyor.

Öğrenciler de hocalarının bu ders ile ilgili verdiği bilgilere dayanarak sınavda sorulan soruları cevaplamaya gayret ediyor.

Tabi tıpkı üniversite giriş imtihanlarında olduğu gibi sınav kâğıtları “optik” bir okuyucu sayesinde taranıp öğrencinin kaç puan aldığı belirleniyor…

Dışarıdan bakıldığında “merkezi sistemle sınav” uygulamasının yadırganacak bir yanının olmadığı düşünülebilir.

Ancak bize göre durum hiç de öyle değil! Her şeyden önce Türkiye’deki lise hocalarının bilgi düzeyi ve dersi anlatma kabiliyeti aynı değil.

Zaten bütün hocalardan “tek bir tornadan” çıkmış gibi dersleri aynı kalite ve düzeyde anlatmasını beklemek de doğru değil…

Bu durum hocalara müfredattaki “motomot” bilgileri çocuklara aktarma görevi yükler ki, bunun için de kendini yetiştirmiş bilgili ve kaliteli hocaya gerek bile yoktur.

Koy sınıflara “dev bir ekran!” Hazırlanan ders görüntülerini de ver “ekrana!” Hatta “Açık Öğretim’deki” gibi “Lise 1-2-3 TV” diye kanallar aç! Kapat okulları da!

 Öğretmenleri de başka yerlerde görevlendir. Milli Eğitim Bakanlığı’nı da “mis gibi” dertsiz tasasız idare et…

Milli Eğitim Bakanı’nın yerinde olsam, okullarda ki bütün “sınav” sistemini ortadan kaldırıp inisiyatifi hocalara bırakırım!

Notları da öğrencinin yıl içinde ki derslere olan ilgi ve bilgisini yılsonunda verilen bir “ödevle” değerlendirir öyle veririm. Suiistimal olur belki ama bundan kötüsü de olmaz.

Nitekim adı ister “merkezi sistem sınav” isterse de “klasik” olsun “bu sınav sistemi öğrenciye bir şey vermez!” Öğrenciler “kopyayla” geçer, boş kafayla mezun olur…