Dün Orhan Cami önünde bir kavga vardı.

İki genç “sinli-kaflı” birbirine tekme tokat girdi.

Hani araya girenler olmasa kavga büyüyecek.

Belki de “kan” akacak.

Biri ciddi şekilde yaralanacak.

Allah korusun daha ağır sonuçları olacak.

Tam da Orhan Cami gibi bu şehrin göz bebeği olan bir ibadethanenin hemen kapı önünde olacak şey mi bu…?

***

Güya geçtiğimiz yıl Sakarya Büyükşehir Belediyesi bir karar almıştı.

Orhan Cami ve çevresindeki çay ocaklarının “iki metreden” fazla uzağa masa ve sandalye koymasına “yasak” getirilmişti.

Hani n’oldu?

Orhan Cami’nin uzun süredir “tadilatta” olmasını “fırsat” bilen çay ocağı işletmecileri “yayıldıkça, yayıldı.”

Çay ocaklarının en fazla “iki metre” olan masa ve tabure koyma mesafesi neredeyse “20 metreye” çıkarıldı.

Sonuçta Orhan Cami’nin bahçesi resmen tabure ve masalarla “işgal” edildi.

Öyle ki adamlar fırsatını bulsa sandalye ve masaları Orhan Cami’nin içine kadar taşıyacaklar…!

***

Ayıptır ya!

Günahtır be!

Bu rezilliğe nasıl izin veriyorsunuz?

Bu kepazeliğe nasıl göz yumuyorsunuz?

- Allah’tan korkarım.

- Kuldan utanırım.

Diyen birinin bu utanca izin vermesi mümkün mü…?

***

Kimse kusura bakmasın;

Orhan Cami bahçesi, oradaki birkaç esnafın “inisiyatifine” bırakılamayacak kadar özel ve “kutsal” bir yerdir.

Dolaysıyla böyle “kutsal” bir mekanın bahçesinde “sinli-kaflı” kavgalar yaşanması oradaki çay ocaklarını denetlemeyenlerin ve göz yumanların boynuna “vebaldir.”

Bu “vebalden” kurtulmanın yolu da bellidir.

Orhan Cami avlusuyla çay ocakları arasına “duvar” çekmek…!

***

Yazık günah.

Orhan Cami avlusunda “Kuran-ı Kerim” sesi “Ezan” sesi duyulması gerekirken caminin hemen giriş kapısı önünde “sinli-kaflı” küfürler yükseliyor.

Böyle bir durum CHP’li belediye başkanlarının görevde olduğu bir ilde yaşansa o belediye başkanını önce “çarmıha” gerip adamı anında “linç” ederiz.

Zaten işin üzücü yanı da bu ya!

Böyle bir olayın AK Parti’ye her defasında “yüzde 65” gibi büyük bir oranda destek veren Sakarya’da yaşanması.

İlgililere duyurulur…!