İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "istifası" ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu "istifayı" kabul etmemesi sonrası garip bir durum ortaya çıktı.

Vatandaşın "sosyal medyada" Süleyman Soylu'ya sahip çıkması garip bir rahatsızlığa neden oldu.

Maalesef bu rahatsızlık malum güruhun rahatsızlığından daha tehlikeli bir hal aldı.

Aynı gemide yol alan insanların bu yola girmeleri garip.

Daha doğrusu anlaşılır gibi değil.

Doğrusu nereye varılmak istendiğini anlamak mümkün değil...!

***

Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanmış bir bakan.

Başarılı mı?

Başarılı.

Bu başarısından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan memnun mu?

Memnun.

Vatandaş da Süleyman Soylu'yu başarılı buluyor mu?

Buluyor.

O halde sorun ne...?

***

İçişleri Bakanı olarak Süleyman Soylu'nun başarısı aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başarısıdır.

Milletin Soylu'ya verdiği destek aynı zamanda Cumhurbaşkanı'na verdiği destektir.

Soylu'ya gösterilen sevgi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gösterilen sevgidir.

Bunları birbirinden farklı görmek akla ziyandır.

Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteği üzerine "istifasını" geri almıştır.

Kibar bir ifadeyle de şunu dedi;

- Yola devam.

Yani hem haddini bildi hem de kendini...!

***

Şimdi kalkıp bunu farklı yerler çekmenin bir anlamı yok.

Dahası Cumhurbaşkanı Erdoğan adına bir "etiket" açıp sevgi yarışı başlatmanın hiç anlamı yok.

Bunun kime faydası var?

Biri bu devletin Başkomutanı.

Cumhurbaşkanı.

Diğeri bu devletin İçişleri Bakanı.

Her iki ismi nasıl aynı kefeye koyarsınız?

Bu nasıl bir kıyastır?

Siz ne yaptığınızın farkında mısınız...?

***

Yazık.

Ülkenin bu kadar sorunu varken.

Başımızda onca sıkıntı varken.

Şu "koronavirüsü" her gün onlarca can alırken.

Uğraştığımız şeye bak.

Demek ki hala akıllanmamışız.

Aklımız, fikrimiz, zikrimiz hala başka şeylerde.

Şayet "koronavirüsü" gibi bir "musibet" bile aklımızı başınıza getirmediyse vay halimize.

Vay ki ne vay...!