Geçtiğimiz Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan bir dizi ziyaret için Sakarya’ya geldi.
Gün boyu Sakarya’daydı…
Aslında “Yeni Türkiye ve Gençlik Buluşması” adı altında Adapazarı Kapalı Spor salonunda yapılan konferansa konuşmak için gelmişti…
Ben de bu konferansa iştirak ettim…
Salon, ağzına kadar doluydu…
AK Parti, tam kadro oradaydı…
Sakarya’daki bazı gençlik kuruluşları da Bilal Erdoğan’ı dinlemek adına salon akın etti…
Bilal Erdoğan’ı, ilk kez yakından izleme fırsatım oldu…
Bilal Erdoğan, siyaseten çok meşhur bir babanın oğlu…
Yani, hayatını siyasete vakfederek vatanına ve milletine hizmet etmek için adayan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu…
Lakin, meşhur bir babanın oğlu olduğunu hiç kendisinde göremezsiniz…
Sade bir giyim…
Mütevazı ve vakur bir duruş…
Sevecen…
Güler yüzlü…
Sakin...
Yürekli…
Dürüst…
Böbürlenmeyen bir kişilik…
Kürsüye geldiğinde, hatipliğini konuşturdu…
Konuşması gür bir sesle ve tane tane kelimeler ağzından dökülürken tamamen babasına benzemekte…
Donanımlı biri…
Yakın (Cumhuriyet) tarihi, Osmanlı tarihini ve İslam tarihini çok iyi biliyor…
Bilgi birikimini kendisi dinleyenlere aktarmakta da mahir…
Dinleyenleri, kendine odaklamasını iyi sağlıyor…
Etkileyici ve bir o kadar da hitap ederken akıcı bir kurgusu var…
Mübalağa etmiyorum…
Bilal Erdoğan’ın konuşmasını dinlerken, Türkiye yakın gelecekte, yeni bir siyasi figürle tanışabilir…
Daha doğrusu; Bilal Erdoğan, baba Erdoğan gibi siyaseten kitleleri peşinden sürükleyebilir…
Zira kendisinde o potansiyel var…
Ne de olsa, babasının oğlu…
Sağlıcakla kalın…