Yazık günah.

Sapanca Gölü’nden yine bir kamyon pislik çıktı.

Çıkarılan pislik her defasında daha da çeşitleniyor.

Ne ararsanız var.

Atık su boruları!

İnşaat yalıtım malzemeleri!

Ayakkabı, terlik.

Diş fırçası.

Futbol topu, duba!

En manidarı da “klozet!”

Mübarek sanki “göl” değil de “hurdacı” dükkânı…!

***

Böyle bir zihniyete sahip insanlardan bir halt olmaz.

İstediğin kadar eğit insanın içinde yoksa ne yapsan boş.

Eski insanlar bu zihniyette olanlar için boşuna;

“Öğüt, öğüt, bilmem neresine ‘dallı budaklı’ söğüt” dememiş.

Biraz “argo” bir tabir oldu ama hak ediyorlar.

Bunlara ne yapsanız boş!

En ağır hakaretleri de etseniz hikâye.

“Bir kulağından girer, öbür tarafından çıkar…!”

***

Öyle ya;

Sapanca Gölü belli aralıklarla temizlenir.

Haberler yapılır.

Uyarılar yapılır.

Ancak manzara yine aynı!

Yine kamyonlar dolusu pislik Sapanca Gölü’ne atılır.

Şimdi gel de bu insanlar için hayırlı bir laf et…!

***

Tabi asıl düşündürücü olan içine ettiği “klozeti” bile Sapanca Gölü’ne atan kimler?

Şehrin bir ucundan kalkıp sırf içine bilmem ne ettiği “klozeti” Sapanca Gölü’ne atmaya kimse gitmez.

Hele Sapanca’nın kendi halkı da böyle bir şeyi asla yapmaz.

Geriye ne kalıyor.

Artık orasını da siz bulun!

Kaldı ki, iyi kötü tahmin ediyorsunuzdur…!

***

Netice itibariyle Sapanca Gölü’nün geleceği hakkında benim pek ümidim kalmadı.

İnsanlar kendi içme suyu olarak kullandığı, Sapanca Gölü gibi dünyanın nadir göllerinden birine bu “hainliği” yapıyorsa yapacak bir şey kalmamış demektir.

Zaten böyle giderse daha önce ki yazılarımızda belirttiğimiz gibi yakın bir gelecekte nur topu gibi bir “Sapanca Bataklığımız” olacaktır.

İşte o zaman iş işten geçmiş olacaktır.

Ha gayret az kaldı…!