Referandum takviminin işlemesi ile birlikte sosyal medyada yine bildik paylaşımlar yapılmaya başlandı.
Aslı astarı olmayan, photoshoplu paylaşımlar veya kurgulanmış, düzmece görüntüler sosyal medyada ortalığa saçılmaya başladı.
Her iki grup yani “evet” ve “hayırcılar” benzer yöntemi uygulasa da “evetçilerin” bu konuda “hayırcıların” eline su dökmesi kesinlikle mümkün değil…
Buyurun Müjdat Gezen’in tiyatrosunu kundaklayan öyle sosyal medyada paylaşıldığı gibi “sakallı” ve AK Partili biri çıkmadı.
Tam tersi bu zanlının “alkolik” ve de Müslümanlara her fırsatta küfreden, hakaretler savuran bir sosyal medya hesabının “admini” olduğu belirlendi.
Zaten yakalanarak sorgulanan zanlı verdiği ifadesinde de “çok sarhoş olduğunu” beyan ederek suçunu kabul etti…
Hani yakalanan bu şahıs sosyal medyada yazılıp çizildiği gibi “sakallı” ve elinde bidonla gezip “tekbir” getiren biriydi?
Hani Müjdat Gezen’in tiyatrosuna elindeki bidonla önce gaz döken sonra da ateşe veren şahıs AK Partiliydi?
Hani n’oldu şimdi? Sosyal medya üzerinden yapılan bütün paylaşımların yalan, dolan ve iftira olduğu ortaya çıktı…!
Dün de CHP’li Milletvekili Tuncay Özkan kendi “twitter” hesabından “Anadolu köylüsünden anlamlı hayır” diye bir “twit” attı.
Güya Anadolu köylüsü dediği bir bayanın; “Elimizde kala kala bir vatan ve cumhuriyet kaldı. O yüzden hayır diyorum” dediği görüntüsünü paylaştı.
Sonra da Tuncay Özkan’ın Anadolu köylüsü dediği kadının “CHP Parti Meclisi Üyesi ve CHP İstanbul 1’inci Bölge Milletvekili Adayı” olduğu ortaya çıktı…
Peki, sonra n’oldu? Tuncay Özkan attığı “twitin” gerçeği yansıtmadığını öğrenince bu paylaşımını nasıl sileceğini şaşırdı!
Peki, “twit” Tuncay Özkan tarafından silininceye kadar n’oldu? Her zaman olduğu gibi “sosyal medya sazanları” bu “twiti” sorgulamadan paylaşıp yorum yaptı.
Peki, Tuncay Özkan bu “twiti” sosyal medya hesabından silmeden önce özür diledi mi? Elbette hayır…?
Yahu hayır diyecekseniz adam gibi çıkıp hayır deyin! Neden hayır dediğinizi de dürüstçe, mertçe millete anlatın!
Öyle yalandan, dolandan, yanlıştan, iftiradan ve karalamadan medet ummayın! Bari bir kerecik olsun “dürüst” davranın!
Bırakın artık şu; “at yalanı, severim inananı” anlayışını! Etrafa, siyasi rakiplerinize, en önemlisi de millete karşı biraz olsun doğru ve dürüst olmayı deneyin! Çok mu zor?…