Dün sabah saatlerinde Karaağaç Caddesinden Doğumevi’nin bulunduğu bölgeye gitmek durumunda kaldım.

Hadi şehir içine girmeyeyim dedim.

Devlet Su İşleri kavşağından 1’inci hemzemin geçidine doğru döndüm.

Zaten trafik ağır aksak ilerliyor.

Tam 1’inci hemzemin geçidinin önüne geldik “kırmızı ışık” yandı.

Mecburen “kırmızı ışığın” araçlara “yeşile” dönmesini bekledik.

Ancak o da ne;

Hemzemin geçit kapandı.

Baktık bir lokomotif.

Arkasında da bir sürü vagon.

Manevra yapmaya çalışıyor…!

***

Bilenler bilir.

O bölgede “trafik ışıkları” zaten düzensiz yanıyor.

Yok;

Sağdaki araçlara yol ver.

Yok;

Soldaki araçlara yol ver.

Olmadı;

Karşıdan gelen trafiği bekle.

Oradan geleni bekle.

Buradan geleni bekle.

Yayaları bekle.

“Trafik ışıkları” bir türlü “yeşile” dönmez.

Üzerine bir de lokomotifin arkasındaki onlarca vagonla manevra yapmasını bekle.

Tabi, gel de “günaha” girme…!

***

Hep gündeme geliyor ama 1’inci hemzemin geçidin bulunduğu bölgedeki “trafik” problemine bir çözüm bulunduğu yok.

Böyle giderse de bir çözüm bulacağını sanmıyorum.

Güya “Gar Binası”, dolayısıyla demir yolu güzergahı yerin altına alınacaktı.

Sonra da şehrin kalbine “hançer” gibi saplanmış hemzemin geçitler ortadan kalkacaktı.

Yapılan düzenlemelerle de trafik rahatlayacaktı.

Hani nerede…?

***

Kim ne derse desin.

Şehir içindeki trafik konusu özellikle bazı bölgelerde iyice “çığırından” çıkan bir hal aldı.

Kuşkusuz bunların başında da 1’inci hemzemin geçidinin bulunduğu güzergâh geliyor.

Sürücüler için bu güzergâh günün her saati tam bir “işkence” halini aldı.

Hele “mesai” saatlerinin başladığı ve bittiği saatlerde yani sabah ve akşam vakti “Çin işkencesine” dönmeye başladı.

Arada böyle “hemzemin geçidin” kapanıp tren manevralarına denk geldiniz mi yandınız.

“Korna sesinden” el, kol hareketinden başınıza iş almamanız mümkün değil.

Sanki yol açık da biz gitmiyoruz gibi “kornaya” basan basana…!

***

Belki abarttığımızı düşünüyorsunuz ama değil.

Şöyle bir saat beş sıraları o güzergâha bir girin.

Hele bir de hava yağışlıysa!

Hele hele o saatte işgüzarlık yapıp bir de lokomotifin çektiği onlarca vagon manevrası yapılıyorsa;

Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Bize de hak vereceksiniz…!

***

Netice itibariyle;

Kısa vadede “Gar Binası’nın” dolayısıyla demiryolu güzergâhının yer altına alınması mümkün gözükmüyor.

Daha doğrusu uzun vadede de bu projenin hayata geçmesi zayıf bir ihtimal olarak duruyor.

Öyleyse;

O bölgede trafiği rahatlatmak adına başka bir formül devreye sokulmalıdır.

Aksi halde sıkıntı her geçen gün büyümeye devam edecektir…!