Son günlerde ne kadar çok kaybolan, taciz ya da tecavüze uğrayan çocuk haberi duyuyoruz.

Sanki vakalar daha da bir arttı gibi.

Ne oldu bu insanlara? Vicdanlarını ve akıllarını mı kaybettiler?

Yakalanacaklarını bile bile neden böyle bir sapkınlık içindeler?

En son yaşanan Eylül ve Leyla vakaları geçekten hepimizin yüreğini yaktı.

O masumlara kıyanlara beddualar ettik, idam gelsin artık dedik.

İşin ilginç yanı, yakalanan sapıklar cezaevinde rahat bırakılmayacaklarını biliyorlar. Ama yine de yapacaklarından geri kalmıyorlar.

Peki nasıl bir ruh halidir bu?

İnsanın gözü bu kadar mı kararır?

Hadi kendilerini düşünmüyorlar, hepsi evli barklı ve çocuklu olan bu sapıklar, geride bıraktıkları evlatlarına da mı hiç acımıyor?

Anlaşılan o ki, bu hasta ruhlu insanlar hiç kimseye acımıyor.

Öyleyse bizim de bunlara acımamamız gerekiyor.

İdam gelir mi gelmez mi, gelse de bu sapıklıkları önlemek için çare olur mu bilemem, ama sonumuzu hiç hayırlı görmüyorum.

Çünkü toplumlarda bu tür sapkınlıklar arttığında, o toplumların sonlarının hiç de iyi olmadığını hepimiz biliyoruz.

Hepimizin elinin altında internet denen bir nimet var. Şöyle kısa bir araştırma yaptığınızda, sapkınlıklarından dolayı helak olan kavim ve topluluklarda da aynı bugün yaşananların yaşanmış olduğunu görürsünüz.

Yani ahlaki çöküntünün yaşandığı ve her türlü ahlaksızlığın mubah sayıldığı toplumlar maalesef iflah olmamışlar.

Kur’ân-ı Kerim’de de hangi davranış şekillerinin, Allah katında nasıl bir karşılık gördüğü önemle vurgulanır. Böylece insana, yapması ve yapmaması gereken davranışlar listesi sunulur.

Bunu yaparken de, dünya ve ahirette mutluluğa ulaşmasında davranışlarına hâkim olması gereken temel felsefeyi ve yaklaşım şeklini, bütün ayrıntılarıyla idrakinin algılayabileceği ölçülerde izah eder.

Ve bu uyarılara, ikazlara uymayarak azgın nefsinin esiri olanlar, kendileriyle birlikte toplumu da felakete sürükler.

Bu durum geçmişte de böyle olmuştur, gelecekte de böyle olacaktır.

“De ki: Allah’ın size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeye ya da birbirinize düşürüp kiminize kiminizin hıncını tattırmaya gücü yeter.(En’âm 6/65)

İşte bu yüzden Allah sonumuzu hayır etsin.