Geçtiğimiz cumartesi akşamı Adapazarı Karapınar Mahallesi’nde ölümlü bir trafik kazası meydana geldi.
Araç sürücüsü R.Y, kullandığı otomobil ile yol kenarında yürüyen üç bayana çarparak olay yerinden kaçtı.
Maalesef bu çarpma sonucunda da yol kenarında yürüyen bayanlardan biri hayatını kaybederken diğer ikisi ise ağır yaralandı…
Polis olay yerinde yaptığı inceleme sonucunda yol kenarında yürüyen üç bayana çarpıp kaçan sürücüyü yakalayarak gözaltına alındı.
Gözaltına alınan sürücünün yapılan tetkiklerinde tam tamına “249 promil” alkollü olduğunun tespit edildiği “iddia” edildi.
Daha sonra ise, bir kişinin ölümüne ve iki kişinin de ağır yaralanmasına sebebiyet veren sürücü mahkemeye sevk edildi…
Tabi ne olduysa bundan sonra oldu. Kazada ölen ve yaralananların aileleri araç sürücüsünün “tutuklanmasını” beklerken tam tersi oldu.
Polis tarafından “249 promil” alkollü olduğu “iddia” edilen ve bir kişinin ölümüne, iki kişinin de yaralanmasına neden olan sürücü mahkeme tarafından serbest bırakıldı.
Bu karar üzerine kaza sırasında hayatını kaybeden ve ağır yaralananların aileleri tepki gösterdi…
Elbette yargının verdiği karara saygımız sonsuz. Ancak bu verilen kararın da eleştirilmeyeceği anlamına gelmez.
Zira araç sürücüsünün “249 promil” alkollü olduğu “iddia” ediliyor. Eğer öyleyse bu bile başlı başına bir ceza gerektirmez mi?
Sonra meydana gelen kazada ölen bir insan ve iki de ağır yaralı var. Dolayısıyla bütün bunlara rağmen sürücünün serbest kalması vicdanları yaralamıştır…
Elbette mahkemenin araç sürücüsünü serbest bırakmasıyla ilgili kanunlarda “makul” ve “mantıklı” bir sebep vardır.
Ancak sürücünün “alkollü” olması ve kazada bir kişinin hayatını kaybetmesine rağmen sürücünün serbest kalmasını acılı ailelere anlatamazsınız.
Sadece ailelere değil, kamuoyu “vicdanına” da sürücünün alkollü olduğu, ölü ve yaralıların bulunduğu bir kazaya sebebiyet verenin serbest kalmasını izah etmek zordur…
Netice itibariyle neredeyse birbirinin aynı kazalarda mahkemelerin farklı farklı kararlar vermesi alışık olmadığımız bir durum değil!
Temennimiz bu ülkede ölenin öldüğüyle kalmadığı ve yapanın da yanına kar olmadığı, herkese eşit bir adalet sisteminin yerleşmesidir.
Aksi halde benzer olaylar karşısında, mahkemelerin verdiği farklı kararlara vatandaşın “adaletin bu mu dünya?” diye tepki göstermesine kimse alınmasın…
 
NOT – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sakarya ziyareti sonrası 22 Mart’ta Sakarya Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı ile ilgili bir yazı yazmıştım. O yazımda kullanılan fotoğrafın Sakarya Emniyetinde çekildiğini belirtmiştim. Sakarya Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada o fotoğrafın Sakarya Valiliği’nde çekildiğine dair bilgi geldi. Biz de gelen bu bilgi doğrultusunda bunu okuyucularımızla paylaşmayı uygun gördük…