Kısaca şu post-modern darbeden bahsedeyim…

28 Şubat süreci, Refah partisi lideri Necmettin Erbakan’ın başbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in dışişleri bakanı olduğu 28 Şubat 1997’de olağanüstü toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı, ordu ve bürokrasi merkezli süreç...

Türkiye siyasi tarihine geçen kararlar ve bu kararların uygulanması sırasında Türkiye’de siyasi, idari, hukuki ve toplumsal alanlarda yaşanan değişimlere neden olan bir süreçtir...

Yaşananlar, post-modern darbe olarak da adlandırılmıştır.

“İrticayla mücadele eylem planı” ile anılan bu süreçte verilen kararların ve yaptırımların uygulanıp uygulanmadığını denetlemek için o dönemin Genel Kurmay Başkan yardımcısı Orgeneral Çevik Bir öncülüğünde Batı Çalışma Grubu kurulmuştu…

28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısı 9 saat sürdü. MGK laikliğin, Türkiye’de demokrasi ve hukukun teminatı olduğunu vurguladı...

28 Şubat 1997’deki MGK’nın tavsiye kararları hükümete bildirildi...

Kararda, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhid-i Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa riayet edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalı deniyordu...

O günleri bizzat yaşayan olarak…

Başbakan rahmetli Erbakan hocaya ter döktüren…

Sanki karşısında çocuk varmış gibi başbakanla el kol hareketiyle konuşan 28 Şubat Post-modern darbesi generaliydi…

Tedavi gördüğü hastanede ölen darbeci İsmail Hakkı Karadayı'nın cenazesi, önceki gün Çengelköy Mezarlığı'nda toprağa gömüldü...

28 Şubat Post-modern darbesi çok canlar yaktı…

Başörtülülere devlet kurumlarında ve okullarda hayat hakkı tanınmadı…

Yine başörtülü annelerin çocuklarının askeri okullara girmesi yasaklandı…

Er ve erbaşın başörtülü yakınları kendilerini ziyarete gelince kışladan içeri sokulmadı, acemi birliklerindeki yemin törenleri de dahil buna…

Oğlun askerde ama eğer başörtün varsa çocuğunu göremezsin…

İşte bu karanlık günleri yaşadı 28 Şubat 1997’de Türkiye…

Tanklar yürütüldü hükümete karşı…

Sebep…

İnançlı bir başbakan istemiyoruz…

Daha neler neler…

Kimi devlet dairelerinde çalışan sakallı personelin sakalı bile kesildi…

Sakalını kesmeyenlerin iş akdi feshedildi…

Ebeveynlerinin müsaadesiyle Kur’an öğrenmeye giden çocuklar gözaltına alındı…

İktidar partisi olan Refah Partisi kapatıldı…

Yeni partiler kuruldu…

Kurulan yeni partilerle koalisyon hükümetleri peydahlandı…

Açıkçası bu darbeyi yapanlara, darbenin mağdurları haklarını helal etmiyor…

Sağlıcakla kalın…