28 Şubat süreci Türk siyasi hayatında tam bir “kara leke” olarak tarih sayfalarına geçmiştir.
1997 yılında yaşanan bu hadiseye kimileri “post modern darbe” kimileri de “demokrasiye balans ayarı” dese de aslı, inananları hedef almış bir darbedir.
Sözde “irticayla mücadele” adı altında başörtülü kızlarımıza, inançlı insanlara, dine ve Kur’an’a sistemli bir saldırıdır…
Şimdi burada 1997 yılının 28 Şubat’ına gelene kadar yaşanan rezillikleri, alçaklıkları anlatacak değilim.
Zira 28 Şubat ile ilgili olarak çok sayıda doküman ve görüntü hala sosyal medya hesapları üzerinde mevcuttur.
Özellikle bugün 20’li yaşlarda olan gençlerin ve 28 Şubat’ı yaşayıp da unutanların bu haber ve görüntüleri tekrar izlemelerinde yarar var diye düşünüyorum…
28 Şubat sürecinde bizler İhlas Haber Ajansı’nın Sakarya Bölge Müdürü olarak görev yapmaktaydık.
Çok sıkıntılı günler geçirdik. Bu süreçte özellikle “İhlas Finans’ın” nasıl alçakça, haince batırıldığına şahit olduk.
Doğrusu bugün bu operasyonun başında askerlerle birlikte “FETÖ” terör örgütünün çıktığını öğrenmek ise bizim için sürpriz olmadı…
28 Şubat ile ilgili olarak zamanın gazeteleri ve televizyonlarının darbecilerle nasıl hareket ettikleriyle ilgili şu bilgiler çok önemlidir.
Nitekim 28 Şubat’ın hemen ardından İstanbul’da İhlas Haber Ajansı’nın Bölge Müdürleri toplantısı vardı.
Bizim de katıldığımız o toplantıda Ankara Bölge Müdürü arkadaşımız o sabah “tankların” Sincan’dan yürütülmesi ile ilgili çok önemli bir bilgi paylaşmıştı…
Sincan sokaklarında o meşhur “tankların” geçme hadisesini sabahın erken saatlerinde bir tek “İhlas Haber Ajansı” çekmişti.
Bu görüntüler servis edilince gazetelerin ve televizyonların ilgili kişileri “İHA” logolu bu görüntüyü vermek istememişti.
Bunun üzerine komutanlar aranıp “tankların” tekrar caddelerden geçmesi istenmiş ve gelen bu talepler karşısında “tanklar” tekrar tekrar caddelerden geçirilmişti…
Bu hadise bile 28 Şubat’ın nasıl kurgulandığını ve o günkü gazete ve televizyonların darbecilerle nasıl işbirliği içinde olduğunu göstermeye yeter de artar bile.
Maalesef 28 Şubat’ta darbecilerle işbirliği içinde olan bu gazete ve televizyonların sahipleri ve yazarı çizeri hala daha aynı hainliği sergilemeye devam etmektedir.
İşin acı yanı bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi bazılarının bu darbeci gazete ve TV temsilcileriyle iş tutmasıdır. İnşallah “16 Nisan hepsinin sonu olacak!” Temennimiz bu…