Özel sektörde çalışanların merakla beklediği “asgari” ücrete yapılan zam ile ilgili tartışmalar sürüyor.

Nitekim yapılan görüşmeler sonrasında 2018 yılı için belirlenen “asgari” ücrete “yüzde 14,2” oranında zam yapıldı.

Buna göre özel sektörde işe yeni başlayacak olan çalışana aylık net olarak “bin 603” TL ücret ödenecek…

Tabi bir aylık çalışma sonrası alınacak “bin 603” TL’ye bakacak olursak bu gelirle bir ailenin geçinmesi mümkün değil.

Bırakın aileyi, bekâr biri için dahi aylık “bin 603” TL’lik gelir ile ay sonunu getirmeye çalışmak gerçekten çok zor.

Dolayısıyla 2018 yılı için “asgari” ücrete yapılan zammın yeterli olduğunu söylemek biraz insafsızlık olur…

Zaten bugüne kadar da kimsenin “asgari” ücret konusunda yapılan zammın yeterli olduğunu söylediğini duymadık.

Ancak hükümetin bu konuda elinden geleni yaptığı ve şartları zorladığı noktasında genel bir kanı oluştuğu da ortada.

Her ne kadar “asgari” ücret konusunda hükümetin elinden geleni yaptığı söylense de bu konu özel sektör çalışanları için bir “yara” olmaya devam edecektir…

Nitekim bugün özel sektörde çalışan birinin maaşı aradan yıllar geçse de hiçbir zaman “asgari” ücretin üzerine çıkmamaktadır.

Neden derseniz bugün itibariyle “asgari” ücretle özel sektörde çalışmaya başlayan birinin maaşına ancak bir sonraki “asgari” ücret oranında zam yapılmaktadır.

Hal böyle olunca özel sektörde çalışan “asgari” ücretli aynı işyerinde 10 yıl çalışsa bile bugün hala “asgari” ücret üzerinden maaş almak durumunda kalmaktadır…

Bu da işe yeni başlayan “asgari” ücretli bir çalışan ile 10 yıldır aynı kurumda çalışan ve hala “asgari” ücret alan çalışan arasında haksızlığa neden olmaktadır.

Öyleyse hükümetler bu durumu göz önünde bulundurup “asgari” ücreti belirlerken, çalışanların aynı işyerinde görev yaptıkları süreleri de dikkate almalıdır.

Aksi halde işveren her yıl belirlenen “asgari” ücret konusunu fırsata çevirip uzun yıllar yanında çalıştırdığı işçisini “asgari” ücretle çalışmaya mahkûm eder…

Diyeceksiniz ki; “kalifiye elemana işveren ‘asgari’ ücret üzerinde maaş öder.” Ama gerçekte “kazın ayağı” öyle değildir. Bu belki “istisnai” bir örnek olsa da kaideyi bozmaz.

Doğru olan, yukarıda da belirttiğimiz üzere, “asgari” ücret belirlenirken çalışma süreleri de dikkate alınıp yıllarca aynı işyerinde çalışanların mağduriyetinin önlenmesidir…

Yoksa aynı işyerinde “10 yıldır ‘asgari’ ücrete talim edenler” emekli oluncaya kadar “asgari” ücret dışında “tek kuruş” zam alamaz. Bu da “adalet” değildir…